Akbabalara yedirmeyin Engin'i..

Süper Kupa maçında yaşanan olaylar malumunuz.. Karşılaşmanın 66.dakikasında Engin Baytar gördüğü kırmızı kart doğrultusunda maçın hakemi Cüneyt Çakır'a fiziksel bir müdahalede bulunmuş ve sonrasında bir takım sözler sarfederek (hem dördüncü hakeme, hem rakip takım taraftarlarına) sahayı yardımcı antrenörümüz Hasan Şaş'la birlikte terketmişti. Öncelikle şurada anlaşalım, yaşanan olaylar kesinlikle yakışıksız ve Galatasaray forması giyen bir oyuncuya yakışmamakta. Engin yaptığı hareketin yanlış olduğunun farkına varacaktır mutlaka, yaptıkları sonuna kadar yanlış. Herşeyden önce bunu dile getirelim, sonra saçma sapan ithamlara maruz kalmayalım. Ama konu birileri tarafından farklı yerlere çekiliyor, orada "DUR!" demek gerekiyor.

Geçen sezon başında transfer edilirken bir çok eleştiriye maruz kalmıştı Engin. Saha içerisinde ve dışında disiplinsiz davranışlarının yanı sıra yaşantısının ve oyun içerisinde çok çabuk sinirlerinin kurbanı olan bir görüntüsü vardı, Galatasaray'a gelmeden. Trabzon'dan gönderilirken neredeyse arkasına teneke bağlanacaktı, o derece bir durum vardı ortada. Geçen sene sarı-kırmızılı forma altında oldukça başarılı bir görüntü çizen Engin zaman zaman sinirlerine hakim olamıyor ve ağır tepkiler gösterebiliyor, hem arkadaşlarını hem kendisini zor duruma düşürebiliyordu. Ama hepsinden daha değerlisi, sakatlanıp oyundan çıkmak zorunda olduğunda bile Fatih Terim'den özür diliyor, sahaya çıktığında elinden geleni ardına koymuyor, şampiyonluk kutlamasında heyecandan ne yapacağını şaşırıyor ve Kadıköy'de maçın bitimiyle birlikte Melo'yla birbirine sarılıp hüngür hüngür ağlıyordu. Tıpkı dün maçtan sonra canlı yayın röportajında İmparator'un da belirttiği gibi sevapları daha fazlaydı günahlarından.

Dün yaptıkları kabul edilemez bir durum, bu değiştirilemez bir gerçek. Süper Kupa finalinde, karşılaşma 2-2 olmuşken ve maçın bitimine yarım saatten az bir zaman dilimi kalmışken karşılaşmanın hakemine sözleri doğrultusunda doğrudan kırmızı kart gören (ki itiraz olsa ikinci sarı kart olurdu, hakaret veya küfür olmalı) sonrasında hakeme fiziksel müdahalede bulunan Engin ciddi anlamda bir ceza alacaktır. Doğrudan kırmızı kart gördüğü için en az iki, fiziksel müdahalede bulunduğu için en az beş maç ceza alması gerekiyor. Talimatlar bunu söylüyor, toplamda en az alacağı ceza yaklaşık yedi maç olarak görünüyor. Bu elbette doğru olan cezadır, talimatlar gereğince ne ceza verilmesi gerekirse o ceza verilmelidir. Burada hepimiz hem fikiriz, sonuç veya oyuncunun üzerindeki forma ne olursa olsun böyle bir hareketin cezası neyse standart ceza olmalıdır. Ayrıca bu konu hakkında kendisine teknik heyetin raporu doğrultusunda yönetimden de ceza verilecektir, bunu da eklemek gerekiyor. Fatih Terim'in olduğu yerde böyle bir olay olmaz, gereken neyse yapılır. Ama burada herşeyden önemlisi niyet.. Oyuncuyu kaybetmek, silmek mi istiyoruz yoksa kendisinin akıllanmasını sağlamak mı? Eğer amacımız oyuncuya zarar vermekse, kendisini silmek çok kolay fakat bu doğru değil. Önemli olan bu tür oyuncuları eğitmektir ki bu takımın başında Fatih Terim gibi bir öğretmen olduğunu söylemeye gerek var mı, bilmiyorum.

Engin için bazıları uçuyor, gerekirse sözleşmesi feshedilsin, lisansı yırtılsın, 20 maç ceza alsın deniliyor. Belli bir kesim tarafından yürütülen bu linç kampanyasına da bir çok Galatasaraylı maalesef çanak tutuyor, ortalığı velveleye veriyor. Bunlar tamamen ütopya, fazla uçmamak gerekiyor. Ayaklar önce bir yere bassın, bir dinlenin, kendinize gelin. Yedek kulübesinden rakip oyuncuya kafa kesme hareketi yapanlar saha dışında "melek" gibi oldukları için ceza almazken, sahada rakibine sırf ten rengi nedeniyle ırkçı söylemlerde bulunurken "iyilik emsali" olarak gösterilip en hafif cezayı alırken, milletimizin alışageldiği sünnet törenlerini ilgili birimlerde değil saha ortasında yapmaya çalışıp intikam almaya çalışanlar kırmzı kart bile görmezken Engin'e bu hareketinden dolayı 20 maç ceza vermeye kalkmak yada bunu istemek bile en hafif tabirle terbiyesizliktir. Engin'in yaptığı doğru değil, üstte de söylediğimiz gibi standartları neyse aynı ceza verilsin. Ama tüm dünyanın karşı olduğu konuların altında imzası bulunan şahsiyeti "saha dışında iyi birisi" diye lanse ederek cezaların minimuma indirgenmesini sağlayanların, buna çanak tutanların bugün ortaya çıkıp "Futbolu kirletiyorlar!" diye vaaz vermeleri de apayrı bir ironi, ki ortada hala devam eden bir şike soruşturması varken. Futbolu kimin kirlettiği belli iken, Engin'in yaptığı hatayı kullanarak ört-pas etmek ve utanmadan "Adaletten, hak ve hukuktan" bahsetmek için nasıl bir mide ve yüze sahip olmak gerekiyor, yorumunu sizlere bırakıyoruz.

Konu çok dağıldı, toparlamak lazım. Özetle söylemek gerekirse, en ufak birşeyde Galatasaray'a saldırmak için hazır kıta bekleyenlere karşı dik durmak ve birlik olmak gerekir. Biz zaten gerekli cezayı oyuncumuza veririz, standartlar dahilinde de kendisine federasyon kapsamında ceza verilmesini isteriz. Ama ne eksik, ne fazla.. Bazı akbabaların gazına gelerek Engin'i yemeye kalkmayın, boğulursunuz. Tamam yaptığı doğru birşey değil ama birilerine yem etmenin lüzmü yok, Engin bizim oyuncumuzdur, Galatasaray'ın sahadaki asi ruhudur.

3 yorum:

  1. Yazdıklarınıza katılmıyorum. Engin, Galatasaray formasına yakışmayan bir oyuncu. Sanırım bahsettiğiniz "linç kampanyasına çanak tutan GS'lilerden" biri de benim.

    Öncelikle olayı ele alış biçiminiz son derece yanlış. Galatasaray forması altında emek veren bir oyuncunun yaptığı yanlışı, "X futbolcu kafa kesme hareketi yaptı, Y futbolcu ırkçılık yaptı" şeklinde savunamazsınız. Unutmayın ki iki yanlış, bir doğru etmez. Diğer oyuncuların yanlışları, bizim oyuncumuzun yanlışına tolerans göstermemizi gerektirmez. Her koyun kendi bacağından asılır.

    Ha, illa ki olayı böyle ele almak istiyoruz derseniz, çarpıcı başka bir örnek verebilirim ben de.

    Düşünün; bu oyuncu FB'de olsaydı, fevri hareketlerine demediğimizi bırakmayacaktık. Emre B. örneğindeki gibi, olumlu yanlarını görmezden gelecek ve olumsuz yanları üzerine saldıracaktık. Unutmayın ki Emre de Fb takımı için aynı derecede ruhunu ortaya koyan, mücadeleci bir oyuncuydu. Yani aynı Engin Baytar gibi. Ancak bugün hangi GS'liye sorsak, hiç biri Emre hakkında olumlu bir görüş beyan etmeyecektir.

    Kısacası bir futbolcuyu, GS forması giyiyor diye haksız olduğu halde savunmaya gerek yok. Bizim Galatasarsay'lı duruşumuz bunu gerektirir, bizi Fenerbahçe'den ayıran en büyük özellik adaletli oluşumuzdur.

    Bu kulübe yaptığı hizmetler tartışılmaz olan Adnan Polat başkan bile, olumsuz yönleri ağır basmaya başladığında, ibrasızlık ile cezalandırılmış, olağanüstü kongreye mecbur bırakılmıştır. Engin Baytar'ın ise olumsuz yönleri, olumlulara ağır basalı uzun zaman olmuştur.

    Uzun lafın kısası, kimse ASLA Galatasaray Arması'ndan ve formasından büyük olamaz. Bir oyuncu hata yaptığı zaman yönetim tarafından cezalandırılır, ancak bu hatayı sürekli tekrarlarsa ve takıma her geçen gün daha fazla zarar vermeye başlarsa, takımdan uzaklaştırılması mecburi olmuş demektir.

    Varsın kupalar, galibiyetler, şampiyonluklar uzak kalsın bize. Ben asil Galatasaray ruhu adına, Engin vb. sporcuları armamız ile yan yana görmek istemiyorum.

    Saygılarımla
    Ege ÇEZİK

    YanıtlaSil
  2. Ege,

    Yazının içeriğinde cezanın standartı neyse o uygulansın diye bir kaç kez belirttik. Bizim burada dile getirmek istediğimiz, Engin'i o hareketi yüzünden "Futboldan men edilsin, Galatasaray'dan kovulsun" diyenlere yedirmemek gerekiyor.

    Elbette hareketin, yaptıklarının doğru olmadığını ve bunu böyle göstermeye çalışmadığımızı tekrar tekrar dile getiriyoruz. Yazının içerisinde de bir kaç kez dile getirdik. Burada bir problem yok, ki hem idari hem yönetim hem federasyonlar kanalıyla Engin'e gerekli cezalar verilecektir. Ama bu cezaların yanı sıra sosyal medyada bazı ulemaların, adalet bekçilerinin çanak tutarak "Futboldan men edilsin, kulüpten kovulsun" gibi çığırtkanlıkları mantıklı bir durum değil. Kimse rüya görmesin, oyuncuya cezası neyse o verilsin diyoruz.

    Adnan Polat bugünlerde kendi yaptığı büyük hataların sonuçlarına katlnamaktadır. Galatasaray'ı bir siyasi oyunun içerisine çekmeye çalışmasının, kulübün itibarını kaybetmesi ve siyasi baskılara karşı hem camiayı hem taraftarını öne atması nedeniyle kulüp üyeleri tarafından cezalandırılmıştır.

    Engin ile hiçbir alakası yoktur, bağdaştırılması bile anlamsızdır.

    Bu oyuncuyu korumak mıdır? Yaptığını 'doğru' göstermek midir?

    YanıtlaSil
  3. Öncelikle cevabınız için teşekkürler.

    Sondan başlamak gerekirse; oyuncuyu korumaktır ve dolayısıyla gerçekleştirdiği eyleme meşruiyet kazandırmaktır.

    Profesyonel bir futbolcunun men edilmesini tartışmak elbette benim görevim değil. Ancak bir Galatasaraylı ve kongre üyesi olarak, O'nu kulüpten uzaklaştırmanın gerekliliğini vurgulamak hem hakkım hem görevimdir.

    Engin'in bu davranışlarının (cüzi sayılabilecek) para cezaları ile düzeltilemeyeceği de ortadadır. Engin belki 50 bin $ ceza alacak, ancak önümüzdeki maçlarda bu disiplinsiz hareketlerini tekrarlamaya devam edecektir. Ve tabi kulübümüze zarar vermeye de.

    Güzel blogunuzu bir karşılıklı tartışma ortamına dönüştürmemek adına, bu başlık altına bir yorum daha yazmayacağım, zaten düşüncelerimi de bu 2 girişte açıkça ifade ettiğimi düşünüyorum.

    "İyisi de bizim, kötüsü de bizim, her koşulda arkasındayız" mantığının bir kenara bırakılıp, renk ayrımı yapmadan herkese eşit ve adil bir bakış açısı ile yaklaşabileceğimiz günler dilerim.

    Saygılarımla
    Ege ÇEZİK

    YanıtlaSil

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.