Eurocup | Mesaj çok net !

Galatasaray Medical Park bir haftadır beklediği Lokomotiv Kuban maçında rakibini ezerek 76-52'lik skorla mağlup etti. Maçın başından sonuna kadar skor ve oyun olarak  rakibine büyük üstünlük kuran takımımız ilk maçtaki 25 sayılık averajı kapatamasa da adil ve eşit şartlar altında kupanın favorilerinden Kuban'a karşı nasıl bir üstünlük kurabileceğini ispatlamış oldu. Abdi İpekçi'nin ilk kez bizim tarafımızdan can bulduğu bu maçta rakibini yenen Galatasaray MP geçen haftanın rövanşını da almış oldu.

Maça fırtına gibi giren ve savunmada oldukça agresif olan Galatasaray 11-0'lık bir seri yakaladı. Buradan sonra Kuban fırtınayı dindirse de ilk çeyreğin sonunda 21-12'lik üstünlük kurduk. İkinci periyotta çok farklı geçmedi. Yine rakibine kolay sayı şansı vermeyen takımımız farkı da biraz daha açma şansı yakaladı ve devreye 42-25 gibi çok iyi bir skorla girdik. Bu arada ikinci çeyrek oynanırken rakibiyle dizdize çarpışan Henry Domercant sakatlanıp oyunu terk etti. İkinci yarının ilk 10 dakikalık bölümü de istediğimiz gibi geçti. Oyun dengelenir gibi olsa da ve çeyreğin son topuna kadar farkı istediğimiz boyuta çekememişiz gibi gözükse de Hawkins'in son saniye üçlüğüyle bu bölümü de 62-40 ile geçtik. Maçın final periyodu ise son saniyelere kadar heyecanlı geçti. Tabi bu heyecanın nedeni maçı kimin kazanacağı değil farkın 25'in üstüne çıkıp çıkamayacağıydı. Birkaç kez farkı istediğimiz noktaya taşısak da rakip hep geri gelip farkı onların isteyeceği noktaya çekmeyi başardı. Son 7 saniyeye 24 sayı önde giren takımımız son hücumda faul tartışmaları eşliğinde skoru bulamayınca maç 76-52 bitti ve galip geldik.

Takımın performansı ve istatistiklerine biraz göz atsak en çarpıcı nokta bu maça kadar biraz gerçek dışı da olsa 89 sayı ortalaması yakalamış bir takımı 52 sayıda tutmak oldu. Burada özellikle Jimmy Baron ve Jasaitis'in devreye girmesine izin vermesek de Nick Calathes 19 sayı-6 ribaund-6 asistlik bir performans ortaya koydu. Belki çok yüzdeli atmadı ve 5 top kaybı yaptı ama takımını bir şekilde ayakta tutmayı başardı. Fark 26 iken 7 saniye kala 24'e indiren basketi de o atmıştı. Bunun haricinde iki takımın da şut yüzdeleri birbirine yakın ve normal sayılacak oranlardaydı. Biz toplamda %39.3 ile şut atarken rakibin şut yüzdesi ise %41.6'ydı. Yine çok dikkat çekici istatistiklerden biri rakibi 20 top kaybına zorlarken bizim sadece 4 top kaybı yapmamızdı. Bu da özellikle savunmadaki baskımızla rakibi nasıl hataya zorladığımızın bir göstergesi oldu. Ribaundlarda rakibine 36-33'lük üstünlük kuran takımımızın daha iyi olduğu noktalardan biri de faul çizgisine sıklıkla gelmekti. Serbest atışlarda 22/28 atan takımımız kabul edilebilir bir oran yakaladı. Tabi bu çizgiye geliş sayımız birkaç tane eksik olabilirdi zira basket faul olmayıp iki atış kullanmak zorunda olduğumuz bazı pozisyonlar da gördük. Son olarak ise bulduğumuz sayıların rakibimiz gibi 13'ü asist üzerinden olduğunu belirtelim. Rakip de bu konuda iyi bir istatistik yakalayarak buldukları 14 saha içi isabetin 13'ünü asist üzerinden sağladı.

Bireysel anlamda performanslara değinmeye kalksak herhangi bir ya da birkaç ismi çok ön plana atamayız gibi görülüyor. David Hawkins 14 sayı-3 ribaund-4 asist-1 top çalmalık bir performans ortaya koysa da şut yüzdesi düşüktü. Kaptan özellikle ilk yarıda tutuk bir görüntü sergiledi. Jamont Gordon 12 sayı-3 ribaund-4 asistle oynarken o da çok yüzdeli atmadı. Bu isimler haricinde pota altı elemanlarımızdan yine dönüşümlü olarak hem savunmada hem de hücumda iyi bir katkı aldık. Macvan-N'dong-Furkan ve Dudley 4'lüsünden 33 sayılık bir skor katkısı aldık ki bu iyi bir rakam. Henry Domercant sadece 3:47 süre alabildiği bölümde kullandığı tek üçlüğü isabete dönüştürürken onun hesaba katılmayan sakatlığında daha fazla forma şansı bulan Cenk Akyol 10 sayıyla oynadı. Bu isimler haricinde en azından yaptığı istatistik anlamında ortaya konulabilecek çok da farklı oyuncular yok. Zira bu maçta ilk olarak üst düzey savunma ve mücadeleyi ön plana çıkardığımız için bazı isimlerin çok fazla istatistik yapamamış olması normal. Ama hepsini tek tek mücadelelerinden ötürü tebrik edebilirizi. Bileklerine ve yüreklerine sağlık..

Lokomotiv Kuban'ı 24 sayılık farkla mağlup edişimizin ardından tabi ki mutlu ve coşkuluyuz. Eurocup'ın en güçlü ekiplerinden birine karşılık yorgunluk, stres tarzı faktörleri elediğimizde nasıl bir üstünlük kurabildiğimizi gördük. Belki son topta basketi bulamayıp ikili averaj üstünlüğünü ele geçiremedik ve bu bizde bir parça burukluk yarattı, ama aldığımız galibiyetin değeri oldukça büyük. Çünkü Donetsk'in de Trefl Sopot deplasmanında 77-67 kaybetmesinden sonra bu galibiyetle grubun dengeleri büyük oranda lehimizde değişti. Belki lider olmamız için biraz ekstra bir durumun ortaya çıkması gerekecek ama Donetsk hem bizi hem Kuban'ı üstüste mağlup edip ikili veya üçlü averajda da üstünlük sağlamadığı sürece ilk 2'de yer alacağız. Neyse bunun hesaplarını daha sonra da yaparız. Bu maçlık asıl önemli olan galip gelmek ve geçen hafta yaşadığımız onca strese karşılık sağlam bir mesaj verebilmekti. Ve takımımız taraftarıyla bütünleştiği bu maçta gereken mesajı vermeyi başardı.  

Tebrikler çocuklar, tebrikler Ergin Ataman, tebrikler Yenilmez Armada..

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.