ŞL | Avrupa biz geldik..

Şampiyonlar Ligi'nde grup aşamasının beşinci maç haftasında kendi evinde Manchester United ile karşılaşan Galatasarayımız rakibi karşısında baştan sona başabaş mücadele ettiği karşılaşmadan 1-0'lık skorla ayrıldı ve puanını 7'e yükseltti. Grubumuzda oynanılan diğer karşılaşmada CFR Cluj kendi evinde ağırladığı SC Braga'yı 3-1 mağlup ederek Portekiz ekibinin gruptaki fişini çekti ve takımımızla birlikte iddialarını sürdürmeye devam etti. Galatasarayımıza galibiyeti getiren gol 54. dakikada Burak Yılmaz'la gelirken, takımımız bu galibiyetle birlikte 2012-2013 sezonunda Avrupa Kupaları'nda olmayı garantiledi.

Manchester United hakkında birşeyler yazarak yazıya başlamak gerekiyor. Her ne kadar diğer takım taraftarları "Manchester'ın yedek oyuncuları, ehehe" modunda olsalar bile Manchester United'ın kendisine özgü bir disiplini, felsefesi, oyun sistemi ve ekolü vardır. Hangi kadrosuyla, hangi oyuncusuyla gelirse gelsin eğer haddinizi bilmez, ayağınızı denk almazsanız sizi rezil eder. Kadroda kim olursa olsun aynı oyunu oynayan, hatta daha arzulu, daha istekli bir oyun ortaya koyması beklenen bir takım kimliğine bürünürler. Genç oyuncuların, yedek oyuncuların kendisini kanıtlama maçlarıdır bu tür maçlar, ki Anderson-Cleverley-Fletcher-Welbeck-Hernandez gibi isimleri yanyana yazınca Türkiye'deki bir çok takımdan daha kaliteli bir kadroya sahip olduğunu gösteriyor. Kimileri "çoluk, çocuk" diyedursun, bugün sahaya çıkan Manchester United takımının değeri yaklaşık 160 milyon euro! Büyük takımların, takım kadroları da büyük olur. İngiliz ekiplerinin sezon içerisinde 60-65 maç oynaması nedeniyle kadroları daha geniş oluyor ve her oyuncudan katkı almaya çalışıyorlar. Grup liderliğini garantilemiş, haftasonu ligde kaybetmiş bir Manchester United vardı karşımızda. Her deplasman, ülke-rakip farketmeden, belli bir zorlukta ve psikolojik sınavlardır. Şampiyonlar Ligi'nde her grupta birer tane büyük takım vardır, grubun kaderini belirler. Kura şansı böyle birşey, Şampiyonlar Ligi'nde çok daha önemli bir etken aslında. Avrupa'da kaderinizi belirleyen en önemli unsur hatta.. Manchester United dışında gruptaki diğer iki takım hemen hemen denk güçte ve aynı ayardayız. Bu nedenle grupta 2.sıraya yerleşmek biraz daha kolay oluyor, keza Manchester United dışında üst sınıf bir takımın grupta olmaması çok büyük avantaj.

Başlaması gerektiği gibi başladı Galatasaray, oynaması gerektiği gibi oynadı. Haftalardır sol bekte oldukça önemli işler yapan Riera olması gereken yerde, savunmanın geleceğinin üzerine kurulması beklenen Semih sakatlık ve milli maç arasının ardından formasını geri almıştı. Hücumda takım oyununa katkısından ziyade zararı olan Emre'nin kenara gelip Amrabat'ın hücum özelliklerini kullanmak doğru tercihti. Haftasonu oynanılan KDÇ Karabükspor karşılaşmasının birer iş kazası, akılların Manchester United maçında olduğu apaçık gerçek, olarak yorumlayalım. Hakedilen bir mağlubiyetten, hakedilen bir galibiyete uzandı Galatasaray. Baştan sona mücadele ederek, futbolun doğrularını yaparak ve oyunu kontrol altına almaya çalışarak. Ama dikkat edilmesi gereken bazı noktalar var. Manchester United karşısında golü bulduktan sonra (54.dakikada) geriye yaslanmak, skoru korumak biraz tehlikeli ve doğrusunu söylemek gerekirse gereksiz alınan bir risk oldu. Oyunu kendi sahasında kabul ettiğinde savunma zaafiyetleriyle birlikte Manchester United'a karşı kendisini savunmada sınama şansını buldu takım, karambollerde ve birebirlerde verilen pozisyonlar oldu. Bu noktada oyuncu tercihlerinin Engin ve Umut seçeneği doğru iken, günün yıldızlarından ve savunmadan atılan uzun toplarda birebirlerde Rafael'i zor durumda bırakan Amrabat'ın kenara gelmesi doğru bir tercih olmadı. 

Hamit'in sağ kanatta her geçen maç temposu ve formu yükseliyor. Ortaya daha iyi bir oyun ortaya koyuyor, daha etkili bir performans sergiliyor. Sezon başından beri yükselen bir grafiği var, hücumda arkadaşlarına pozisyon yaratıyor ve gol arıyor. Hücumda daha etkili bir Hamit, ortasahada Selçuk'un işini hafifletiyor. Hamit ve Selçuk'un ortasahadaki etkinliklerinin yanına, birde Melo'nun eski günlerinden pasajlar sunması günün dikkat çeken noktalarından olsa gerek. Gerek savunmada, gerek hücumda doğru müdahalelerde bulunan, doğru yardımları yapan ve takımı öne taşıyan Melo'nun golden önce pozisyonda Eboue ile ver-kaç, daha doğrusu ver-ortayı kovala pozisyon takibinden korneri kazandırdığını hatırlatalım. Keza o pozisyonda rakip kalede herhangi bir tehlike yokken, Melo kendi başına öyle bir tehlike yarattı. Formunu yavaş yavaş kazanıyor, geride kalan yaklaşık 20 resmi maç var. Sezon başında fizik antremanı yememesinin acısını 20 resmi maçta gördük, kendisine gelmeye başlıyor. Bu çok önemli bir nokta, çünkü Melo'nun eski formuna ulaşması demek Galatasaray'da iskelet kadronun üzerine Burak+Amrabat takviyesinin yapılmasının faydalarını görmek anlamına gelir.

6 yıl aradan sonra Şampiyonlar Ligi'nde boy gösteren Galatasaray, grup aşamasında üstüste üç maçta 7 puan toplayarak üst tura çıkmak için büyük bir avantaj sağladı. Grup aşamasının son haftasında SC Braga deplasmanında sahaya çıkacak olan Galatasaray galibiyetle sahadan ayrılması durumunda Manchester United - CFR Cluj karşılaşması ne olursa olsun, adını üst tura yazdıracak. Braga maçından beraberlikle ayrılmamız durumunda İngiltere'den gelecek haber çok önemli olacak. Bu akşam alınan bu galibiyet bir konunun habercisi; 2013 yılında Avrupa'dayız!

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.