STSL | Kime niyet, kime kısmet..

Spor Toto Süper Lig'de liderliğini sürdüren Galatasaray, ligin 10.haftasında deplasmanda İstanbul BŞB ile karşılaştı. Rakibi karşısında son derece kontrollü bir oyun ortaya koyan Fatih Terim'in öğrencileri ilk yarısını 2-0 önde kapattığı karşılaşmadan 3-1'lik galibiyetle ayrılarak puanını 21'e yükseltti ve liderliğini perçinledi. Atatürk Olimpiyat Stadı'nda oynanılan karşılaşmada takımımıza galibiyeti getiren goller Umut Bulut, Selçuk İnan ve Kamil Zayatte'dan gelirken, ev sahibi takımın tek sayısını Turgay Bahadır kaydetti.

Kendi evinde ligin en kötü performansına sahip olan İstanbul BŞB karşısında haftaiçi oynayacağı CFR Cluj karşılaşmasının provasını yapma şansı bulan Fatih Terim, sakatlıklar nedeniyle ideal onbirinden farklı bir rotasyonla sahaya çıktı. Geçtiğimiz hafta olduğu gibi (kaleci dahil) beş savunma oyuncusuyla sahaya çıkan takımımızda orta alanda Yekta-Selçuk, kanatlarda Hamit-Amrabat ve ileride Umut-Burak ikilisi yer aldı. Kayserispor karşılaşmasında tempolu, istekli ve arzulu bir oyun ortaya koyan takımımız İstanbul BŞB gibi dirençli bir rakip karşısında ilk 10 dakikalık bölümde oyunu orta alanda çevirmeye çalışırken, savunmanın arkasına atılan uzun topta Burak'ın atletizmi ve takipçiliği sonrasında rakip kalede ilk tehlikeli atağını buldu. Burak'ın her forvet oyuncusunda göremeyeceğimiz ama aslında olması gereken özelliğinden birisi, bu tür pozisyonlarda takım arkadaşlarına fırsat yaratması. Eduardo ile karşı karşıya olmasına rağmen (ve belkide golü atabilecek durumdayken) topu Umut'a çıkartması, günün takdir toplayan hareketiydi. Umut'un golüyle rakibi karşısında etkili olmamasına karşın skorda 1-0 üstünlüğü ele alan takımımız, ikinci golü Selçuk'un takipçiliği ve futbol zekası sonucunda buldu. Burak'a asist niyetiyle topu aktaran maestro, Yekta'nın orta alanda bugün defansif işleri yapması sonrasında ön alanda daha rahat ve etkili oynamasıyla ileriye çıktığı pozisyonu takip ederek golle sonuçlandırdı. Selçuk'un golünde de asist olarak sayılabilecek pozisyon Burak'tan geldi. Tecrübeli forvet aldığı pas doğrultusunda çaprazdan çok sert vurmasına karşın, günün hatta ligin başarılı kalecilerinden Eduardo'ya takılmasına karşın Selçuk'un golünde pay sahibi oldu.

İstanbul BŞB her ne kadar ligin en kötü ev sahibi performansına sahip olmasına karşın, büyük takımlara karşı ortaya koyduğu performansla dikkat çeken ve büyük takımlara karşı açık oyunuyla sürekli ters gelen bir takım. Bireysel anlamda kaliteli ayaklara sahipler ama takım kurgusunda bir türlü istedikleri performansı sahaya yansıtamıyorlar. Carvalhal'in takımı pas oyununda etkili bir takım, ki bugün ilk kez oynadığımız bir karşılaşmada hem topa hakimiyetinde hemde pas sayısında geride kaldık. Doka-Holmen-Webo gibi yetenekli isimlerin yanı sıra Ekrem-Cihan-Turgay gibi görev adamlarına sahip olan İstanbul BŞB sete set oyunlarda savunmanın arkasına atılan ara paslarda istediği isabeti bulamadı. Maçın ilk yarısında Webo karşısında Dany'nin, Turgay karşısında da Cris'in çok önemli müdahaleleri olduğunu unutmayalım. Etkin bir ev sahibi performansı ortaya koydu İstanbul BŞB, fakat bu tür maçlarda çok iyi oynamak yerine skoru bulmak önemliydi, Galatasaray bunu gerçekleştirdi.

CFR Cluj karşılaşmasının ister istemez futbolcuların aklında olduğunu söyleyebiliriz, sonuçta Şampiyonlar Ligi'nde ya tamam, ya devam maçına çıkıyoruz. İstanbul BŞB karşısında da aslında bunun bir nevi provasını yaptı Galatasaray. Melo'nun oynamama sebebini de Fatih Terim, cezası nedeniyle haftaiçi Melo'nun oynamayacak olmasına yorumladı. Yekta'nın bu bölgede partneri Selçuk'a alışması, birbirlerini saha içerisinde tanıması gerekiyor. Dikkat edilmesi gereken bir nokta var, Hamit maçın sonlarına doğru ortasahada görev yapınca daha etkili oldu. Cluj maçında ortasahada üçüncü oyuncu olarak denenebilir mi, yoksa Yekta yerine Hamit o bölgede kullanılır mı bilnmez. Yekta'nın bugün defansın önünde oynaması, Selçuk'un biraz daha ofansa yakın oynaması ve kendisini yavaş yavaş bulması aslında Cluj deplasmanı öncesi tatmin edici. Romanya'da zor bir deplasman bizleri bekliyor. Cluj'a niyet edip, İstanbul BŞB deplasmanından 3 puanla ayrılmak güzel oldu. Bazen kötü oynadığınız veya tüm maç boyu etkili olmadığınızda da maç sonunda hanenize 3 puan yazdırmanız gerekebilir, şampiyonluğun yolu bu tür oynadığınız maçları kazanmaktan geçiyor.

Önemli bir viraja giriyoruz. Deplasman maçlarının üstüste olacağı bir periyot ve galibiyetle başlamak güzel. Cluj deplasmanından da alınacak olan 3 puan birçok şeyi değiştirip, takımın özgüvenini kendisine getirecektir. Kazanma alışkanlığımızı bir süre önce kaybetmiştik, şimdi yeniden kazanıyoruz. Maç kazandıkça, önemli virajları döndükçe geçen seneki günlerimize döneceğimiz kesin. Ekim ayını biraz sancılı geçirdik, Kasım ayından eğer istediğimiz gibi çıkabilirsek Mayıs'lar yine bizim olacak!

İstanbul BŞB karşılaşmasının istatistikleri için; tıklayınız..

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.