Derbi Özel | Nostalji: Kadıköy'de son galibiyet..

Tarih 22 Aralık 1999, yer Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı. Galatasaray Avrupa'da ve Türkiye'de inanılmaz bir havaya girmiş, önüne gelene içeride dışarıda 2'şer 3'er atıyor. Fenerbahçe ise Aziz Yıldırım'ın keyfine takımı Rıdvan'dan almış Zeman'a emanet etmiş. Zeman 4-3-3  bilirim başka sistem bilmem diyor, Moshoeu'yu sağa Sergen'i sola hapsetmiş, her maç 2 atıp 3 yiyor. Derbilerin favorisi olmaz ama Galatasaray 7 eksikle gitmesine rağmen mutlak favori. Maç çarşamba günü oynanıyor ve Teleon'dan yayınlanıyor. Bu hafta içi derbisine kalede Taffarel, kaptan Bülent, büyük usta Hagi gibi isimler olmadan çıkıyor ve Kadıköy'deki son galibiyeti alıyor Galatasaray..

Her iki takım da çubuklu formalarla sahada. Galatasaray'ın göğsünde Marshall, Fenerbahçe'de Proton 5*5 reklamı var. Fenerbahçe'nin 4-3-3 ile çıkmasına alışkınız ama Fatih hoca da bu kadar eksiğe rağmen marjinal bir karar alıyor ve 3-4-3 gibi bir sistemle sürüyor takımı sahaya. Kalede müzmin yedek Mehmet Bölükbaşı, savunmada Fatih Akyel, arka direk Capone, baba adam Popescu, orta sahada Okan - Suat - Emre üçlüsü ve yanlarında gamsız Ergün, ileride de Nobre'nin daha yeteneksizi Marcio, Hasan Şaş ve Kral Hakan Şükür. Hakan bu maça kaptan olarak çıkıyor. Hagi'nin 10 numarası Hasan'da, Hasan'ın 11 numarası da Marcio'da. O dönemde oluyor böyle şeyler. Hatta Arif'in 6 numarası Ergün'de falan, sürer gider bu böyle... Fenerbahçe ise zincirle bağlanmış gibi 4-3-3 dizilimini bozmayan kadroyla kalede Rüştü, savunmada Tayfun, Alpay, Mustafa Doğan, Abdullah, ortada şanssız Metin Diyadin, asabi devrimci Kemalettin, henüz Galatasaray maçlarındaki forsu olmayan Johnson, ileride de Gaziantep'in Fener'e kazığı Preko, Zeman'ın askerlik arkadaşı Moshoeu ve Moldovan'la sahada. Sergen ise ben sol çizgide oynamam diye Zeman'a isyan etmiş, kadro dışı... 

Galatasaray'da Hagi yok, Taffarel yok, Bülent yok, Davala yok, Hakan Ünsal yok; hatta üstüne üstlük kalede Mehmet Bölükbaşı var. Mehmet son oynadığında Chelsea'dan Sami Yen'de 5 yemişiz. Haliyle biraz korku var. Ama Fatih hoca çözmüş Fener'i. Zeman direktif vermiş Fener çizgi defansı bozmuyor. Fatih hoca ise hazır Hagi de yokken sürmüş Marcio'yla Hasan'ı sahaya, vermiş gazı iyi oynarsanız haftaya ilk 11'siniz diye. Defansın arkasına atılan her topa Allah ne verdiyse koşuyorlar. Alpay'la Mustafa Doğan'ı analarından doğduklarına, stoper olduklarına pişman ediyorlar...

Maçın ilk dakikalarından itibaren Galatasaray bastırıyor. Emre'nin defansın arkasına attığı pasa Marcio fırlıyor, Rüştü'yü de geçiyor ve topu boş kaleye vurmayıp daha uygun pozisyondaki Hasan'a atıyor, ve Hasan Şaş'ın golü geliyor: 1-0

Golden sonra birkaç kez daha defansın arkasına toplar atılıyor. Sırayla bir Hasan bir Marcio fırlıyorlar. Ardından yine Emre, yine defansın arkasına atılan top. Yine Marcio fırlıyor ve yine Rüştü'yü geçip boş kaleye yolluyor topu: 2-0

Arada Hakan Şükür'le de pozisyonlar buluyoruz; ama kral bu derbiyi de boş geçme geleneğini sürdürüyor. Ama olsun sıkıntı etmiyoruz. Bir pozisyonda yine defansın arkasına fırlıyor Marcio, yine Rüştü'yü geçiyor tam skor 3-0 olacak derken Kral topa salça oluyor ve aut... Pozisyondan sonra Marcio iyi oynamanın da verdiği öz güvenle Kral'a çemkiriyor, Kral da "akıllı ol aklını alırım" bakışı atıyor, çingene Marcio pısıyor. İlk devre böyle sona eriyor.

İkinci yarıya Zeman, Preko - Bolic değişikliğiyle başlıyor, tabi ki taktik aynı: 4-3-3. Sadece sol kanata Preko yerine Bolic giriyor. Terim de Suat - Ahmet Yıldırım değişikliğiyle başlıyor, taktik 3-4-3'ten nizami 4-4-2'ye dönüyor. İkinci devrenin başında geleneksel Fener balı bir kez daha devreye giriyor; Moldovan'ın yaptığı ortaya Lodos rövaşata atıyor ve Mehmet Bölükbaşı'nın da kaleye buyur etmesiyle skor 2-1'e geliyor.

Bu golden sora Fatih Terim, Hasan'ı çıkarıp Tugay'ı oyuna alarak orta sahayı kalabalıklaştırıyor. Tugay'ın Galatasaray formasını son giydiği maç bu maçtır aynı zamanda. Zeman ise oyuna müdahale etmiyor. Zaten etse bile ne olacak Moldovan'ı alıp Oulare'yi koyacak veya Mustafa Doğan'ı alıp Uche'yi koyacak falan, taktik aynı taktik. 

Fenerbahçe balı sayesinde bu maçta bile korkulu anlar yaşıyoruz. Allah'tan korkulan olmuyor ve bu maçı Galatasaray 2-1 kazanıyor, ikinci Gaziantep'le puan farkı 8'e çıkıyor, lig hikaye oluyor. Maçtan sonra Terim futbolculara 2 gün izin veriyor, Zeman takıma ter idmanı yaptırıyor. Fenerbahçe'li yöneticiler Galatasaray'ın federasyon tarafından kollandığını söylerken, Ali Dürüst Kadıköy'e 7 eksikle geldiklerini bunun nasıl bir kollanma olduğunu söylüyor. Alpay ile Mustafa Doğan ise futbolu bırakıp kuyumculuk işine girmeye karar veriyorlar, bir süre ciddi ciddi Kapalıçarşı'dan dükkan bakıyorlar. O sene Galatasaray Avrupa'nın zirvesine çıkıyor, Fenerbahçe ise Zeman'ı gönderip takımı Turhan Sofuoğlu'na emanet ediyor.


Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.