Derbi Özel | Nostalji: Ulubatlı Souness..

Tarih 24 Nisan 1996. Yer Fenerbahçe Stadı. Türkiye Kupası final maçı ikinci müsabakası. Türkiye Kupası'nın şimdikinden daha önemli olduğu yıllar. Maçı izlemeye cumhurbaşkanı Demirel bile gelmiş öyle düşünün. Maçtan önce seramoniler, gösteriler. Fatih Erkoç'la Bora Gencer bu maç için besteler yapmış. Fatih Erkoç "Havam yerinde alaturka oldum" şarkısını "Fener şahlandı, Cimbom şaşırdı" diye çevirmiş; Bora Gencer de "Allısı morlusu kaça kilosu"nu "Allısı sarısı Cimbom sevdası" diye söylüyor. Star Tv maçtan önce bir hafta çevirmiş bu klipleri. Galatasaray iyi başladığı ligde sonradan tökezlemiş, İngiltere'den gelen Souness'in askerlik arkadaşlarını kovmuş yerine Van Gobbel'i getirmiş, bari kupayı kazanayım telaşında. Fenerbahçe, Parreira ile müthiş bir form yakalamış, ligde de kupada da şampiyon olmak istiyor. Sarı lacivertliler mutlak favori, ama derbilerin favorisi olmaz lafı bir kez daha hatırlanacaktır bugün...

O yıllarda final maçı iki ayak üzerinden oynanıyor, ilk karşılaşmayı Sami Yen'de Galatasaray Saunders'in 5. dakikadaki golünün üstüne yatıp 1-0 kazanmış, ikinci maç Kadıköy'de. Parreira ilk maçta kestiği Aykut Kocaman'ı bu maçta ilk 11'e koymuş. Kalede Rüştü, savunmada Aydınspor'da oynarken Fenerbahçe'ye gol attığı için transfer edilip sağ beke sürgüne yollanan İlker Yağcıoğlu, siyah türk Uche, isminden dolayı Türkiye'deki bel altı esprilere konu olan fakat muhtemelen kendisinin bundan haberi olmayan Hogh, Almancı Erol Bulut, o dönem Tolunay'la birlikte ligimizde terör estiren Kemalettin, 1993'te Galatasaray'ın şampiyonluk kutlamalarına katılıp Fener'e transfer olan asker Bülent, bir diğer Almancı Tayfun, ileride de Oğuz Çetin, Aykut Kocaman ve Elvir Bolic'le mutlak galibiyet için çıkmıştı Fenerbahçe. Galatasaray ise kalede o zaman bu kadar kaliteli olduğunu anlayamadığımız Brad Friedel, savunmada ilginç bir şekilde o sene kendisine sürekli yer bulan Feti, kaptan Bülent, ağır vasıta Van Gobbel, Küçük Hakan, orta sahada Tugay Kerimoğlu, takımın dinamosu ve o sene 10 numaralı formayı giyen henüz kel Suat Kaya, efendi adam Ergün ve bir ay önceki maçta Hogh'u doğduğuna pişman ettiği için kadroya alınan Arif, ileride de Dean Saunders, Hakan Şükür ve Hakan'ın Robinson Crusoe sakallarıyla çıkıyordu. Belli ki Kral yine gol orucundaydı...

Maçtan önceki gösterilerde aklımda kalan şey sahaya yamaç paraşütüyle üzerinde Fenerbahçe ve Galatasaray bayrakları taşıyan bir adamın inmesiydi. Fenerbahçeliler hep bir ağızdan "Ali Şen başkan Fenerbahçe şampiyon" diye tezahürat yapıyor, bir avuç Galatasaray taraftarı da "I love you Sanıss", "Ya ya ya şa şa şa Büyük Hakan çok yaşa" ve biraz da Arif ile Hogh konulu tezahüratlarla karşılık vermeye çalışıyordu.

Maça Fenerbahçe hızlı başlıyor; ama ilk pozisyonu Galatasaray Suat'ın direkte patlayan kafasıyla buluyordu. Bu pozisyonun üzerinden çok geçmeden sağdan Oğuz ortalıyor, Van Gobbel direkt Aykut'un beynini dağıtmak için hamle yapıyor fakat muvaffak olamayınca Aykut topu kafayla ağlarımıza gönderiyor: 1-0

İlk yarı bu skorla bitiyor. İkinci yarı etkili olan taraf yine Fenerbahçe, ama Friedel'i geçemiyorlar. Galatasaray da kontralarla etkili olmaya çalışıyor. Parreira Aykut'un yerine ara pası Atkinson'u, Oğuz'un yerine de Cavcav'ın Fener'e kazığı Tarık Daşgün'ü oyuna alıyor. Souness de bu hamlelere Okan Buruk ve genç İlyas Kahraman değişiklikleriyle cevap veriyor, bir de nedense Ufuk Talay!

Maçta 116. dakikaya girilirken genç İlyas sol taraftan ceza sahasına girip Hakan Şükür'e al da at dercesine bir orta çıkarıyor. Kral bir derbi maçında daha bizi yanıltmıyor ve topu ıskalıyor, iyi ki de ıskalıyor. Çünkü arka taraftan süratle gelen Saunders öyle sert bir şut çıkarıyor ki tam da bütün maykılların çıkaramayacağı yere takıyor topu. Kalan dakikalarda skor değişmiyor ve maç 1-1 sona eriyor. Hakem Ayhan Yücebilgiç'in son düdüğüyle birlikte sarı kırmızılı futbolcular kale arkası tribünündeki Galatasaray taraftarlarına doğru koşarlar. Bu sırada sahanın ortasına doğru kırmızılı bir adam ve dev bir sarı - kırmızı bayrak hareketlenmektedir. Biz "kim ulan bu manyak taraftar" diye düşünürken bayrak sahanın ortasına dikilir ve Ulubatlı görülür. Souness hiçbir aklıselim vatandaşın cesaret edemeyeceği bir şeyi yapmıştır ve kendisini unutulmazlar arasına sokmuştur.

Bu hareket tabi ki zaten sinirli olan Fenerbahçe taraftarını iyice çileden çıkarır. Bir taraftar sahaya dalıp bayrağı yerinden söker. Yerden sökülen bayrağı Kral yerden kaldırır ve Fener taraftarının gözü önünde bayrağı sallayarak sahayı turlamaya başlar. Fenerbahçe taraftarları sene boyunca Souness'e söyledikleri "kalp hastası" ve Hakan Şükür'e ithaf ettikleri "Torino'lu Şaban" sözlerinin cezasını çekmektedirler şimdi. Ama öyle böyle bir ceza değildir bu, Allah düşmanımın başına vermesin...

Derken sahanın ortasında tören alanı kurulur. Kupayı vermek üzere Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel gelir. O dönemki stadların mimarisinden dolayı saha boşalamamıştır ve Fenerbahçe taraftarı bu töreni izlemek zorunda kalmıştır. Zaten biraz önceki olay yüzünden sinirlerinin had safhasına çıkmış olan Fenerbahçe taraftarları sırasıyla önce çevik kuvvetin, sonra Galatasaray takımının, sonra da hızlarını alamayıp Süleyman Demirel ve eşi Nazmiye hanımın kulaklarını uzun uzun melodik bir şekilde çınlatmışlardır. Kupayı kaptan Bülent almış, her zamanki gibi önce öpmüş sonra havaya kaldırmıştır. Kupayla ikinci olarak Suat, üçüncü olarak Tugay oynamıştır. Dördüncü olarak kupa Hakan Şükür'ün eline geçmiş ve daha sonra kupaya dokunabilen olmamıştır. Kupa Hakan'a gelene kadar elledin elledin yoksa ancak müzede görürsün kupayı, maçta oynayıp oynamaman fark etmez.

Fenerbahçe taraftarı o gün ezeli rakiplerinin, kendi mabedlerinde kupa kaldırmasını izlemek zorunda kalmışlardır; fakat bu kupa Galatasaray'ın kendi sahalarında kazandığı son kupa olmayacaktır...

3 yorum:

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.