ST Süper Lig Panorama - 20. Hafta

Daha az kaybedene büyük ödülün verileceği süper bir ligden selamlar. 20. Haftanın sonunda, yine lider Galatasaray. Oldukça hareketsiz geçen haftada, Karabük'ün geri dönüşü, Fenerbahçe'nin yenilgisi, Melo'nun açıklanan 4 maçlık cezası, Drogba ve Sneijder transferlerinin süregelen yankıları, Çek Cumhuriyeti'ne karşı tutunamayan milliler dikkat çekiciydi. Sezonun yarısından çoğu bitmişken,  artık takımların silkelenip düzgün futbol oynamalarını istiyoruz!

ON ADAM
Geçen hafta 10 kişilik takımımıza karşı yeterli baskıyı oluşturamayan Beşiktaş, bu sefer başka bir 10 kişi kalan takıma karşı üstünlüğünü koruyamayınca... garip tabi. Bir de onbire karşı on kişi oynamayı denemeliler belki de. Bir başka açıdan bakınca Karabük'ün koşullar ne olursa olsun yılmadan bu deplasmandan hedeflediği puanı almayı başardığını görüyoruz. 16 ve 58'de golleri yiyip, 60. dakikada kırmızıyı görüp, 63 ve 69. dakikalarda attığı gollerle beraberliği yakalayan Karabük'ün bu azmi, mücadelesi, karşılaşmayı haftanın maçı yapıyor. 


ENERAMO
Bildiğiniz gibi Ocak transfer döneminde moda siyahi forvetti. Drogba'yı gören Beşiktaş Niang'a, Fenerbahçe Webo'ya koşmuştu. Ama üç isim de Belediye'li kadar etkili olamadı. "Moda buysa, beni de görün" dercesine Kadıköy'de filelere iki gol bırakan Michael Eneramo, haftanın adamı olmayı hak ettiği performansı sırasında ufak bir sakatlık da yaşadı. Michael şanslı günündeyken buna pek bir engel çıkarmayan Volkan Demirel'e de ne kadar teşekkür etse azdır...

BİT PAZARINA NUR
Transfer dönemindeki bir başka moda da "eskilere rağbet" idi. Fenerbahçe Emre B. ile başlattı bu trendi. Dürüst olmak gerekirse La Liga'nın en başarılı takımlarından 'Ardalı' Atletico Madrid'e pek yakıştıramadığım oyuncunun bu kadar kısa sürede geri gelmesi pek şaşırtmadı. "Erasmus yapan ilk futbolcu" geyiği haksız sayılmaz.  Şaşırtan şey, transferin abartılmasıydı. Onunla birlikte Ziegler'in gelişinin "Parayla değil, ruhla oynayanları transfer ettik" sözleriyle bize misilleme olarak paketlenmesiydi... Yemedik. Biz de takımımızın 1 numarası, ruhumuz Aykut Erçetin'i 82 sırt numarasıyla geri getirdik. Hah hah! 

FİLDİŞİ, SAHİLE
Afrika Kupası'na tek başına yolladığımız Emmanuel Eboué'nin yolunu gözlüyorduk ki, ona yoldaş eklenince Fildişi Sahili'nin kupadaki akıbeti daha da değer kazanmıştı. Bir yandan iki futbolcumuzun olduğu takımın kupayı almasını arzuluyor, bir yandan da bir an önce gelip takımla antrenmanlara başlamalarını diliyorduk. Neyse ki bu çelişkimizden bizi "Emenikeli Nijerya" kurtardı. Nijerya'yı çok pis yeneceklerini maçtan günler önce twitter hesabında dile getiren sağ bekimiz de, haftanın hasretini bitirerek, İstanbul'a döndü bile. 


BİR BİBLO OLARAK WEBO
Ancak atletik vücutlu insanların bedenlerin yapabileceği karmaşık hareketlerin bir anını durdurunca ne kadar da fiziğe karşı çıkabiliyormuşuz gibi geliyor, değil mi? Haftanın fotoğrafında tek ilgi çekici şey bu enteresan duruş değil. Yeşilin zeminin çiminde kalmayıp, Webo'nun kramponlarının tabanıyla fotoğrafın daha yukarılarına da taşınması: tribünlerin önündeki beyaz direklerin oluşturduğu etkili arkaplan dokusu, görsel olarak güçlendiriyor. Kanımca fotoğrafın tek eksiği biraz kontrast.

1 yorum:

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.