Sinan Güler resmen Galatasaray Liv Hospital'de..

23 yıllık aranın ardından şampiyon olan ve Euroleague biletini yeniden cebine koyan Galatasaray Medical Park önümüzdeki sezon için ise ilk transfer hamlesini yaptı. 2008-09 sezonundan beri Anadolu Efes forması giymekte olan Milli oyuncu Sinan Güler'le anlaşan takımımız oyuncuyla 2+1 yıllık sözleşme imzalarken yerli rotasyonuna derinlik katacak bir takviye yapmış oldu. 29 yaşındaki milli oyuncu yıllık 600bin euro ücret alacak. Transferle ilgili henüz resmi açıklama gelmese de Sinan Güler ve Ergin Ataman transferin bittiğini medyaya doğruladılar.

BASKETBOL GENLERİNDE VAR
8 Kasım 1983 tarihinde Türk basketbol tarihine adını geçirmiş kişilerden Necati Güler ve yine basketbol oynamış Fatma Nilgün'ün oğlu olarak dünyaya gelirken basketbolla tanışması ise yine basketbolcu olan abisinin İTÜ yıllarına dayanıyor. Muratcan'la birlikte İTÜ minik takımında basketbola giriş yaparken yıldız takımının sonuna kadar burada oynadı ve performansıyla dikkat çekmeyi başardı. 2000 yılında ise Beşiktaş altyapısına katılan ve burada A takıma da yükselen Sinan forma şansı bulamazken sonrasında ise babası aracılığıyla tanıştığı Amerikalı antrenör Joe Crevens'ın ona destek ve referans olmasıyla birlikte Amerika'ya gitme fırsatı yakaladı ve yola koyuldu.  Burada 4 yıllık kolej kariyerini geride bırakırken özellikle Salt Lake Community College'de geçirdiği ilk yıl istediği gibi gitmedi.  Adaptasyon evresi olarak değerlendirebileceğimiz bu yılın ardından ise kaptanlığa yükseldiği takımıyla birlikte daha iyi bir sezonu geride bırakırken sonrasında ise Carroll College'e geçiş yaptı. Burada da 2 sezon geçirirken hem eyalet, hem de ülke şampiyonalarında önemli başarılar kazanan takımın bir parçası olan Sinan Güler güzel günler geçirdiği Amerika'daki 4 yıllık macerasının ardından ise 2006-07 sezonunda ülkeye geri döndü.

Amerika macerasının ardından Beko Basketbol Ligi'ne geri dönen Sinan Güler, ilk sezonunda Darüşşafaka ile anlaştı. Burada takımıyla kötü başladıkları sezonda sonrasında biraz daha toparlayıp 8. sıradan play-off'lara girmeyi başardılar. Ancak ilk turda eşleştikleri Fenerbahçe Ülker'e 2-1'le geçilip sezonu noktaladılar. Sinan da geri dönüş yaptığı bu sezon ligde çıktığı toplam 33 maçta 6.1 sayı - 3.4 ribaund ortalamalarını yakaladı. İyi denilebilecek bu performansının ardından ise 2007-08 sezonu için yeni ve iddialı bir kadro kuran Ergin Ataman yönetimindeki Beşiktaş'a transfer oldu. O sezon, Ataman yönetiminde güzel bir basketbol oynayan ve hem lig hem ULEB Cup'ta iddialı bir görüntü çizen Beşiktaş'ta önemli bir figür haline geldi Sinan... Özellikle ULEBCup'ta Kızılyıldız'a karşı oynadıkları son 16 turunda rakip takımın ve Avrupa'nın önemli oyun kurucularından olan Omar Cook'a karşı yaptığı savunmayla onu kitlemesi Beşiktaş'ın turu atlamasında önemli bir etken olmuştu. Sezon sonunu sezoniçi beklentilerle aynı ölçüde tamamlayamayıp ULEB Cup F-8'inde Galatasaray Cafe Crown'a, lig play-off yarı finalinde de Türk Telekom'a geçilseler de Sinan kendisi adına iyi bir sezonu geride bıraktı. Savunmadaki dinamizmiyle dikkat çekerken öte taraftan ligde oynadığı 36 maçta 6.4, o zamanki adıyla ULEB Cup'ta ise 13 maçta 5.8 sayı ortalamalarını da yakalamış ve geride bıraktığı iyi sezonun ardından Ataman & Shumpert'la birlikte Efes'in yolunu tutmuştu.

2008-09 sezonu ve devamı Sinan'ın kariyeri açısından özel bir hikayeye sahip. Aslında Efes formasıyla birlikte ligdeki normal sezonda ve Euroleauge'de yeterli forma şansı bulamadı. Daha üst düzey isimlerden kurulu bir kadroya gelmiş olmasından ötürü aldığı dakikalar sınırlandı ilk aşamada, ancak özellikle o sezon Efes'in Fenerbahçe Ülker'e karşı final serisinde yaptığı geri dönüşte önemli bir katkı verdi. İlk 2 maçı evinde kaybettikten sonra 3. maçta da 15 sayı geri düşen Efes'te o dakikadan sonra Solomon'a yaptığı savunmayla müthiş bir geri dönüşü başlatan isim oldu. Ayrıca serinin 5. maçında da ekstra bir hücum katkısı verirken, Ataman yönetimindeki Efes de 4-2'yle o sezonu şampiyon tamamlamıştı. Sinan sezonun bitiminde B Milli Takımı'yla Akdeniz Oyunları'nda görev alırken devamında ise kariyerinde ilk kez A Milli Takım formasını giydi ve Eurobasket 2009'da mücadele etti. Polonya'da düzenlenen turnuvada 12 Dev Adam çok iyi başladığı Avrupa Şampiyonası'nı hayal kırıklığıyla sonlandırırken Sinan Güler ise kenardan getirdiği enerji ve savunma katkısıyla birlikte 4.1 sayı - 2.1 ribaund ortalamalarını da yakaladı. Ve böylece en üst düzey basketbolda ilk yılını geride bıraktı. Devamındaki sezonda ligde biraz daha fazla süre alırken bu ortalamalarına da yansıdı ve ufak da olsa bir artış görüldü. Ancak hücumdaki istikrarsız yapısı Ataman'ın özellikle Euroleague'de onu daha az tercih etmesine sebep olurken Avrupa arenasında daha az oynadı. Ligde toplam 39 maçta 4.8 sayı ortalamasıyla oynarken takımı da beklentilerin altında kaldı ve sezon başı kazandıkları Cumhubaşkanlığı Kupası hariç sezonu başarısızlıkla geçtiler. Zaten bunun ardından Ataman'la da yolları ayrılmıştı. Ancak Sinan kendi oyun yapısının daha çok uyduğu Milli Takımda çok iyi bir Dünya Şampiyonası geçirdi devamında. 2010 yılında ülkemizde düzenlenen turnuvada yine kenardan geldiği dakikalarda savunmaya yaptığı katkıyla dikkat çekerken 2.1 top çalma ortalamasıyla oynadı. Aynı zamanda 6.5 sayı ortalaması da yakalarken kariyerinin en iyi Milli Turnuvasını da geçirmiş oldu. Dolayısıyla kulübünde iyi bir sezon geçirmemiş olması biraz da oradaki ortamın ve oyunun ona uymamasıyla da açıklanabilir.

Bir sonraki sezon Perasovic yönetimindeki Efes'te belki kulüp beklentileri karşılanmamaya devam etti ama Sinan'ın aldığı sürede yaptığı katkı yine iyi düzeydeydi. Ligde toplam 35 maçta oynarken aldığı süre maç başına 20 dakikayı buldu ve o da 6.4 sayı - 2.2 ribaund - 2.1 asist gibi ortalamalar yakaladı. Onun gibi istatistik oyuncusu olmaktan çok sahaya koyduğu emek ve mücadeleyle tanınan bir isim için hiç de fena sayılar değildi bunlar. Euroleague'de ilk kez hatırı sayılır süreler alırken maç başına 15 dakikada ortalama 3.9 sayı katkı verdi. Sezon arasında ise Milli Takım'la da Eurobasket 2011 hazırlıklarını sürdürürken turnuvanın başlamasına 2 hafta kala rahatsızlandı. Gece acil bir şekilde hastaneye kaldırılırken apandisit ameliyatı geçirmek zorunda kaldı Sinan Güler... Sonrasında Milli Takım kadrosuna yeniden dahil olsa da ameliyatın etkilerini üstünden atamamış bir görüntü çizdi ve etkili olamadı. 2011-12 sezonunda Ufuk Sarıca'ya takımı teslim eden Efes yeni bir yapılanmaya giderken Sinan'ın biten sözleşmesini de 2 yıllığına uzatmıştı. Daha fazla yıldızla dolu bir kadro yapısıyla sezona iddialı giren Efes devamında beklentileri karşılayacak bir basketbol oynayamadı. Ligde finale çıksalar da özellikle Euroleague performansları hayal kırıklığı yarattı. Sinan ise bireysel anlamda kendi standardını düşürmezken ligde bu sefer 43 maçta oynayıp yine 6.4 sayı ortalaması, Euroleague'de ise 16 maçta 4.1 ortalama tutturdu. Geride bıraktığımız ve takımımıızın şampiyonluğuyla sonuçlanan 2012-13 sezonunda ise Oktay Mahmuti antrenörlüğündeki Efes'te ligde toplam 37 maçta ortalama 17 dakika sahada kalırken 5.3 sayı - 1.9 ribaund - 1.9 asist istatistiklerini yakaladı.  Euroleague'de ise  aldığı süreler düşerken katkısı da özellikle hücum anlamında yine aşağı indi ve sezonu 3 sayı ortalamasıyla bitirdi burada...

SAVUNMA CANAVARI SİNAN GÜLER
Sinan'ın kariyerini bu şekilde anlatmak mümkün. Şu ana kadar hemen her zaman savunmadaki enerjisi ve dinamizmi, 1'e 1'deki başarısıyla falan başarılı olsa da hücumdaki istikrarsız yapısı onun kariyerindeki en önemli eksik olarak gözüktü. Aslında hücum katkısı vermeyen bir oyuncu değil ama bunu istikrara çevirip belli bir standardın üstüne çıkaramayan bir isim. Bu da bazı zamanlarda toplamda yaptığı katkının daha küçük görünmesine sebep olabiliyor. Sinan 1.92 boyunda ve atletik özellikleriyle dikkat çekerken onun için en ideal pozisyon 2 numara. Ama gerektiği zaman 3'ü ve çok kısa sürelerde de 1 numarayı da idare etmelik oynayabilecek çok yönlü bir yapısı da var. Oyunundaki artı ve eksilere biraz daha yakından değinelim.

Sinan'ın söylediğimiz gibi en önemli katkısı savunmada olacaktır. Atletik ve uzun kollara sahip fiziksel özellikleriyle birlikte savunma bilgisi de üst düzey olan Sinan özellikle 1'e 1 savunmada etkili. Bu da onu rakibin en önemli hücum silahı üzerinde bir kelepçe olarak kullanılması için ideal hale getiriyor. Savunmadaki bu mücadeleci ve dinamik yapısının yanında karakteriyle de oldukça düzgün bir isim. Sahada kendi işini yapan ve sorumluluğunu almasını bilen bir duruşa sahip. Aynı zamanda kariyerine biraz geç bir giriş yapmış olsa da son 5 yılda Anadolu Efes ve Milli Takım formalarıyla çok sayıda üst düzey maç oynadı ve bu alanlardaki tecrübelerini arttırdı. Eksi olarak sayılabilecek yönlerine gelirsek ise ortada olan tek şey genel anlamdaki hücum katkısı. Aslında atletizmi ve uzun kollarıyla potaya gidişlerinde etkili olan bir isim ama bunu her zaman büyük bir güvenle yapması lazım. Yapabildiği zaman onu durdurmak zor. Şut konusunda ise hiçbir zaman keskin bir şutör olamadı kariyerinde. Buna ek olarak zaman zaman düşüşler de yaşadığını söylemek mümkün. Ancak güvenini geri kazandığı takdirde bu konuyu en azından zaaf olacak seviyeden kotarabilecek yapısı  var. Yoksa bu da bir eksi olacak onunla ilgili olarak...

Galatasaray MP'da nasıl bir rol alacağına gelirsek, bu konuda herkesin ilk düşüncesi Göksenin varken neden Sinan'ın tercih edildiğiydi. Tarzları tamamen aynı olmasa da genel olarak savunmada üst düzey katkı verip, hücumda sınırlanan iki ismi birden kadroda bulundurmak yanlış gözüküyor zaten. Hele ki bir Ataman takımında... Bu yüzden Göksenin'in sakatlığının veya başka ihtimallerin bu sene ondan verim almamızı zorlaştıracağını düşünüyorum. Ve onun yokluğundan doğacak dış savunma eksikliğini gidermek adına da Sinan önemli bir hamle olarak gözüküyor. Özellikle rakibin önemli kısalarına karşı yapacağı o yıpratıcı ve hatta kimi zaman da sinir bozucu baskı  burada işimize yarayacaktır. Hücumda söylediğimiz üzere sınırlı da olsa birşeyler katacak bir isim, ancak buradaki esas oğlanlar başkaları olacak tabi. Bu konuda önemli olan sorumlulukları doğru paylaştırmak olacaktır ki bununla ilgili uzmanlığı bulunan Ergin Ataman da tüm bunları hesaba katacaktır zaten. Beklentileri böyle ayarlamak gerektiğini düşünüyorum.

Sezonun ilk transferini böylece Sinan Güler'le yapmış olduk. Söylediğimiz üzere eğer Göksenin'le ilgili bir sıkıntı yoksa ve tam verimlilikle oynayabilecek durumdaysa fazlalık olabilir ama diğer durumlarda yararlı olacak bir oyuncu. Yerli rotasyonu ve ana rotasyonu genişletecek olması bu yıl Euroleague'le birlikte artacak maç trafiğinde de yine onu değerli hale getirecektir. Ve tabi ki onu üst düzey basketbola sunan Ergin Ataman'la birlikte yeniden çalışma şansı yakaladığını da göz önüne alırsak bu transfere bir artı daha yazabiliriz. Beklentiler doğru ayarlandığı ve ondan yapabildiklerinden fazlası istenmediği sürece şimdilik doğru bir transfer olarak gözüküyor kendisi. Beyefendi duruşu ve düzgün karakteriyle de her zaman beğeni toplayan Sinan takımımıza hayırlı olsun...

FCN Blog olarak Sinan Güler'e hoşgeldin diyor ve Yenilmez Armada forması altında üstün başarılar diliyoruz..

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.