UCL | Sistem başarısı..

Şampiyonlar Ligi'ne çok kötü bir başlangıç yapan ve hafta ortasında teknik direktörlük koltuğuna Roberto Mancini'yi getiren Galatasaray, deplasmanda konuk olduğu Juventus karşısında sahadan 2-2'lik beraberlikle ayrılırken çok değerli bir puanı hanesine yazdırırken rakibinin kendi sahasında alabileceği 2 puanı da çalmış oldu. Cim Bom galibiyete yakın oynayan taraf olmasına rağmen hakem Viktor Kassai'nin yoğun gayretleriyle haketmediği mağlubiyetin kıyısından döndü. Kopenhag'dan alınacak iki galibiyetle gruptan çıkma yolunda büyük avantaj sağlayacak Galatasaray, Madrid'den aldığı ağır mağlubiyeti de telafi etmiş oldu.

Mancini geleli henüz iki gün olmuştu. Dolayısıyla henüz iki antremana çıkan İtalyan Hoca'nın Galatasaraylı futbolcuların isimlerini bile öğrenme imkanı muhtemelen olmamıştı. Öte yandan doğal olarak Juventus'u Galatasaray'dan daha iyi tanıması muhtemeldi, işte bu durum avantaj oldu Cim Bom için. Zira hem Juventus'un oyun tarzı, hem de maçın atmosferi Mancini'nin kafasındaki sistemi oynatmak için çok uygundu. 4-2-3-1 oynatmayı seven, bu sistemde de defansın önündeki ikiliyi ve orta saha kenarlardaki oyuncuları defansın içine dahil ederek 8'li, hatta bazen 9'lu blok oluşturmayı hedefleyen Mancini için bundan iyi fırsat olamazdı. Dolayısıyla maçın onbirleri geldiğinde fazla şaşırtmadı, şaşırtan tek nokta Riera'nın sağ kanatta olmasıydı. Çünkü bu sistemin hücum anlamında en önemli özelliği, kanatlarda hızlı hücum geliştirecek oyuncularla oynanmasıydı, 8'li blok'un ani çıkışlarıyla bulunacak pozisyonlar çok önemliydi.

Kadroya baktığımızda defansta aslında çoktandır Galatasaraylılar'ın kafasındaki ideal ikili bulunmuştu, Chedjou - Semih en mantıklı tercih gibi gözüküyordu ama nedense Terim tarafından sadece bir maçta oynama şansı bulmuşlardı. Eboue - Hakan Balta tercihlerinde sürpriz yoktu, belki Riera'nın sol bekte oynaması düşünülebilirdi, ancak Riera bambaşka bir amaç için sahadaydı. Defansın önünde Selçuk-Melo Cim Bom'un zaten değişilmez ikilisiydi, önlerinde oynayacak üçlünün solunda Bruma sağında Riera vardı, işte bu tercih enteresan geldi zira Riera sol kanatta ilk geldiği sezon zaman zaman iyi maçlar çıkartmıştı, ancak sağda hiç izlememiştik. Onların ortasında Sneijder ve önde tek forvet Drogba'yla kadro tamamlanıyordu. Maç da son derece dengeli başladı.

Juventus'un iki tane hücum organizasyonu vardı, birincisi sağ ve sol kanada orta sahadan ya da beklerden gönderilecek çapraz toplarla kanattan gelme, ikincisi Pirlo'nun defansın arkasında ani atacağı uzun toplar. Cim Bom ilk dakikadan itibaren bu çapraz toplara karşı çok dikkatliydi, solda Pogba ve Asamoah, sağda Lichtsteiner ve Vidal, kenarlarda istedikleri rahat alanı bir türlü bulamadılar dolayısıyla ortada Tevez ve Vucinic, sakatlanmasından sonra Quagliarella hiç poziyon bulamadı. Vucinic'le aynı pozisyonda sakatlanan Semih'in yerine giren Gökhan da hava toplarında çok başarılıydı. Oyunu güzel soğutan Cim Bom, ani çıkışlarla da gol aramaya çalıştı, işte bu noktada Riera'dan bir türlü o beklenilen sürpriz verim alınamadı ancak Bruma hızıyla biraz olsun bu faydayı sağladı. Malesef Sneijder'in formsuzluğu devam ettiğinden oyunu ileride yönlendirmekte zorluk çekti Galatasaray. Fakat gol hiç beklenmeyen bir anda, günün başarılı isimlerinden Chedjou'nun uzaklaştırdığı bir topun Bonucci tarafından Buffon'a gönderilmek istenirken kısa düşmesi ve Drogba'nın harika takipçiliği, topu da Buffon'dan nefis kurtarması neticesinde geldi. İşte bu gol Galatasaray'ın moralini ve direncini daha da artırdı, ilk yarı böyle bitti.

İkinci yarı Juventus'un çok yoğun baskı uyguluyacağı ve oyunu Galatasaray yarı sahasına yığmak isteyeceği belliydi, buna önlem olarak ikinci yarıya Riera'nın yerine topu taşıyacak biriyle başlamak çare olabilirdi ancak bu değişiklik için 60'ı bekledi Mancini. Dolayısıyla Galatasaray kontra atak yapmakta ve topu biraz olsun dolaştırmakta başarılı olamadı, oyun tamamen Cim Bom'un ceza sahası etrafına yığıldı. Yine sevindirici olan, böyle bir baskıda bile Juventus'un net pozisyon bulamaması ve sürekli uzaktan şutlarla gol denemesi yapmak zorunda kalmasıydı ancak takımın bu baskıya ne kadar dayanabileceği de muammaydı. Riera'nın yerine giren Amrabat'ın da son maçlardaki formsuzluğunun devam ettiği görüldü, fazla top da alamadı, verimli olamadı. 74'te Umut'un girmesiyle presi artırdı Galatasaray. Bu şekilde 78'e gelinmişti, Juventus'un da gol bulamaması sebebiyle gücü ve baskısı azalmaya başlamıştı ki imdada maçın başından beri tamamen Juventus yanlısı bir yönetim gösteren Kassai yetişti. Amrabat ayağını salladı, evet, ama sadece dokundu belki de, Quagliarella çok abartılı şekilde attı kendini, inandırıcılıktan da uzaktı ama Kassai direk penaltıyı çaldı. Vidal'in bulduğu gol sonrası Juventus moral buldu. Dalgınlık sonrası 86'da yenilen gol, hiç hakedilmeyen bir mağlubiyete çok yaklaştırdı Galatasaray'ı ama henüz son söz söylenmemişti. Balta'nın uzun topuna rakip defansı rencide edici yüksekliğe zıplayan Drogba topu nefis indirdi, Selçuk iyi ki ıskaladı, Umut bitiverdi kalenin dibinde, çok güzel vurdurdu yere, Cim Bom beraberliği kaptı. 90+2'de Bruma biraz tecrübeli olsaydı, aklını biraz daha çalıştırsaydı Drogba'nın önüne bırakabileceği bir topla 3 puanı alıp kaçabilirdi Cim Bom, olmadı...

Neticede Torino deplasmanında alınan bir puanla birlikte gruptan çıkma adına önemli bir avantajı yakaladı Galatasaray. Şimdi iki maç üstüste Kopenhag'la oynanacak maçlardan alınacan 6 puan tur kapısını aralayacak. Juve'nin Real'e karşı iki maçta 6 puan almak gibi bir mucizeyi gerçekleştiremeyeceğini düşünürsek ki iki maçta 0 çok nefis olur, son maç içeride Juve'yle oynayacak Galatasaray'a bir beraberlik yetecek. Dolayısıyla çok önemli bir beraberlik aldı Cim Bom. Mancini'nin taktiğine bu kadar çabuk uyum sağlaması da takım adına önemli bir artıydı. Terim futboluna alışmış Galatasaraylılar için Mancini'nin kompakt ve oyunu tutmayı ön planda düşünen futbola alışmak kolay olmayacak. Ancak Avrupa'da bu taktikle daha önemli başarılar elde edilebileceği de muhakkak. Umutla bekliyoruz...

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.