15 yılın intikamı

1999-00 sezonunda şampiyonlar liginde Schevcenko'lu Milan, Zola'lı Chelsea ve ne iduğu belirsiz Hertha Berlinle eşleşmiştik. Geçen sezon ki Athletic Bilbao faciasından sonra bu sene artık Avrupa'ya damga vurmaktan başka şansımız yoktu. Fatih hoca bu bağlamda şampiyonlar ligine özel bir yabancı futbolcu bile transfer etmişti. Hesapta geçen sezon yabancılarımız sakatlanmış ve zor durumda kalmıştık bu sezon yedinci yabancıyı transfer edip birini sadece şampiyonlar liginde oynatacaktık. Ve bu isim Bruno'dan başkası değildi. Tabi ki bu saçma sapan fikir ikinci şampiyonlar ligi maçından sonra iptal edildi ve Bruno'ya yol gösterildi... Grubun favorisi tartışmasız Milan'dı; ancak işler öyle gitmedi. Grupta dördüncü maçlara girilirken 1 puanlı Galatasarayımız ile 4 puanlı Chelsea karşılaşıyordu ve iki takımında galibiyetten başka çaresi yoktu...

Maçtan önce milletçe kenetlenmiş ve bu maçı kazanacağımıza inanmıştık. Öyle ki bir hafta önceki maçta Taffarel kırmızı kart görmüş, yerine geçen Mehmet Bölükbaşı iyi bir performans sergilemiş ve 10 kişiyle 1-0 mağlup olmuştuk. Şimdi Ali Sami Yen'de kazanmayacaktık da ne olacaktı. Fatih Terim bile maç öncesi basın toplantısında "Beni hiç bu kadar kesin konuşurken gördünüz mü, bu maçı kesin alacağız." demiş ve bizim de galibiyetten şüphemiz kalmamıştı. Öyle ki imparator bununla da kalmamış, kalede Mehmet var bu sizin için bir handikap mı sorusuna, "Kalemize geleceklerini kim söyledi" diye cevap vererek galibiyete olan inancımızı perçinlemişti.

İlk maçta İngilizler bize statlarını vermedikleri için biz de onların Sami Yen'de çalışmasına izin vermemiştik. İngiliz takımı da Boğaziçi Üniversitesi bilmem ne tesislerinde çalışmak zorunda kalmıştı. Bu idmanlar sırasında Boğaziçili öğrenci arkadaşlarımız Chelsealı futbolcuları tezahüratlarıyla moralman çökertmeye çalışmışsalar da pek muvaffak olamamışlardı.

Maç dengede başladı, biz mütemadiyen saldırıyor Chelsea kontraataklarla etkili olmaya çalışıyordu. Yine böyle bir uzun topla çabuk çıkan Chelsea takımında Tore Andre Flo'yla etkili gelmiş ve Popescu'nun açıyı kapatmasına rağmen Mehmet'in yanlış yer tutması neticesinde golü bulmuştu. Olsundu. Biz yine atarızdı. Nitekim ikinci yarıya Fatih hocadan ayarı yiyen takım daha bir saldırarak başlamış ancak 49. dakikada yine bir uzun topta Poyet'in indirdiği topa vuran Flo farkı ikiye çıkarmıştı. Bugün bir tuhaflık vardı. Fatih hoca hiç yapmayacağı bir şeyi yapmış devre arasında Hagi'yi oyundan alıp Hasan Şaş'ı sahaya sürmüştü. Bunun yanında bir de Fatih Akyel - Ümit Davala değişikliği yapılmıştı...

54. dakikada Flo - Zola ikilisi Türkiye'ye pasif ofsaytı adeta ders niteliğinde öğretmiş, birçok antrenöre ders kaydı olabilecek bir gole imza atmıştı. Mehmet'in bunu kurtarmasını beklemiyorduk tabikisi...

Bugün enteresan bir gündü dedik. 65. dakikada kenarda ısınan Marcio'yu gördük. Arif dahil herkes Arif'in çıkmasını beklerken İmparator son anda Marcio'yu geri çağırmış, Saffet Akyüz'ü sahaya sürmüş ve Hakan Şükür'ü oyundan almıştı. Bu değişiklikten sonra Hakan kafasında adidas şapkasıyla "gol beklerken forvet adamı oyundan mı alınır" diye açıklama yapmış, hem Arif'i forvet olarak görmediğini belli etmiş, işin ilginci buna kimse itiraz etmemiş, hem de Fatih hocadan "bizim sponsorumuz Marshall, sen nasıl adidas şapkası takarsın" şeklinde zılgıt yemişti.. Neyse maça dönersek Chelsea, Wise ve Ambrosetti ile iki gol daha bulmuş, biz de o sinirle UEFA kupasını almışızdır. Eğer Kerem İnan, UEFA finalinde elinde su şişesiyle poz verebilmişse sebebi bu maçtır...

Bu maçta Chelsea'nın teknik direktörü Gianluca Vialli'nin, uzun yıllar Mancini ile Sampdoria ileri ikilisini oluşturan eleman olduğunu da belirtmeden geçmeyelim.

Bugün o maçın üzerinden 15 sene geçti. Ve işte intikam için müthiş bi fırsat. Juventus maçından önce de 15 senenin intikamı var demiştik, yüzümüz kara çıkmadı. Bugün, 18 Mart'ın yıldönümünde İngilizlere bir kez daha Çanakkale Geçilmez deme zamanı. Haydi aslanlar, haydi Galatasaray!!!

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.