Mercek Altında | Jon Diebler'in takıma etkisi..

Gelecek sene Euroleague'de mücadele edecek olan ve bu nedenle kadrosunu güçlendirme çalışmaları yapan Galatasaray Odeabank son olarak Anadolu Efes forması giyen Jon Diebler'i kadrosuna kattı. Yay gerisinden Avrupa'nın özel şutörlerinden biri olan Jon Diebler şüphesiz gelecek sezon kadromuzda önemli bir hücum tehdidi olacak. Şimdi size Jon Diebler kadromuza neler katar onu anlatmaya çalışacağım.

HÜCUMDA ÇEŞİTLİLİK
Ergin Ataman takımımıza geldiğinden beri hücumlarımız alan paylaşımı temelli tepe ikili oyunları üzerinden şekilleniyor. Setler içerisinde bir çok varyasyon olsa bile ana planımız forvetlerimizin veya oyun kurucumuzun tepede pivotla oynadığı ikili oyunlar oluyor. Maç içerisinde bir süre sonra rakip savunmalar bizim ikili oyunlarımıza çözüm bulduğu zaman ise hücumda üretken olmakta zorlanıyor çoğu zaman zorlama atışlara veya Errick McCollum'un bire birlerine kalıyorduk. Sene içerisinde ise Chuck Davis'in gelişinden sonra onun alçak post hücumları önemli bir silahımız haline gelmiş, hücumda varyasyon yaratmaya başlamıştı. Bu sayede de hücumda çeşitlilik yaratıp anlık çözümler üretebiliyorduk. Şimdi ise Jon Diebler'in perdelemelerden çıkarak atacağı şutlar, veya forvette perdelemeden çıktıktan sonra devrilen uzuna pası tercih etmesi, bu sayede oyunun ağırlığını zaman zaman tepeden forvetlere çekmemize ve hücumlarımıza çeşitlilik katmamıza, guardlar ve forvetler üzerindeki baskıyı azaltmamıza yarayacak. Daha önceki senelerde bunu Manuchar Markoishvili ile yapan ve ondan maksimum verim alan Ergin Ataman, Jon Diebler'dan da mutlaka katkı alacaktır.

DAHA KESKİN HÜCUMLAR
Bir önceki paragrafta hücum düzenlerimizin ikili oyun temelli olduğundan bahsetmiştim. Bu hücum varyasyonunun en önemli noktası ise tepede ikili oyun oynanırken diğer oyuncuların sahada en doğru yerlerde durması ve perdelemeden sonra gelen yardımlara göre savunmayı doğru okuyarak topu hızla çevirip en doğru ve boş atışı bulmak. Bu noktada ikili oyun oynanırken ters tarafa Jon Diebler'i yerleştirmek, savunmacısının yardım rotasyonuna girmesini engelleyerek oynanan ikili oyunun başarı yüzdesini arttıracak, eğer savunmacısı yardım rotasyonuna giderse ise ekstra pası alıp ceza şutunu atma tehdidini oluşturacak. Bu sayede Jon Diebler sahadayken oynanan tepe ikili oyunlarımız savunulma açısından çok daha zor olacak. 
Geçen sene hücumda yaşadığımız önemli sorunlardan bir diğeri de oldukça durağan olmamızdı. Toplu oyuncu bir şeyler üretmeye çalışırken diğer oyuncularımızın kat yapmaması veya topsuz oyunda zayıf olmaları adeta top elinde olan oyuncuyu izlemeleri bizim üretkenliğimizi kısıtlıyordu. Jon Diebler ise ikili oyunlar oynanırken veya toplu oyuncu potaya doğru hareketlenip savunmayı üzerine topladığında yaptığı doğru cutlarla kendisine boş şut pozisyonları yaratabiliyor. Bu sayede hücumlarımız bir nebze olsun daha hareketli olabilir.

DIEBLER'LA NASIL KADRO KURMALIYIZ?
Jon Diebler'in hücumumuza neler katabileceğini anlatırken genellikle onu pozisyonları yaratan değil bitiren veya cezayı kesen rolde kullanmamız gerektiğiniz yazdım. Çünkü Diebler topla kendi pozisyonunu yaratmakta veya arkadaşlarına pozisyon hazırlamakta üst seviyede çokta başarılı değil. Yani geçen sene Sinan'a, Schilb'e veya Micov'a tepede topu teslim edip "hadi oynayalım bir şeyler" dediğimiz gibi Diebler'a da dersek ondan verim alamayız. Bu yüzden hücum setlerimizde mutlaka Diebler'a özel oyunlar çizmeli ve onu mümkün olduğu kadar sadece bitirici rolde kullanmalıyız. Bu yüzden de guard tercihinde aradığımız profil geçen seneye göre biraz değişiyor. Geçtiğimiz sene arkadaşlarına pozisyon yaratmaktansa ana silahı skor atmak olan Errick McCollum'la yola çıkan, hücumda yaratıcılık rolünü forvetlerine kaydıran takımımız bu sene Diebler hamlesiyle forvetlerinde yaratıcılık olarak eksildi. Bu yüzden de kadromuza katacağımız guard profilinin mutlaka ve mutlaka arkadaşlarına pozisyon yaratacak, oyun aklı yüksek tipte olması gerekiyor. 

Diebler'la ilgili kadro oluştururken ortaya çıkan sorunlardan bir tanesi de atletizm ve savunma. Zaten ön alanda baskı yapmakta sıkıntı yaşayan, kırılgan ve atletizmden uzak bir ön alanımız varken Jon Diebler bu sorunlarımıza çare olmayacak. Birde Blake Schilb'in takımda kalması halinde Diebler, Sinan, Schilb, Micov ön alanı oldukça kırılgan, patlayıcılıktan ve atletizmden uzak, kolay geçilen bir savunma hattı oluşturacak. Tüm bu sorunlarımızı çözebilecek ve/veya tolere edebilecek bir oyuncu grubumuz yada transfer hakkımızda yok. Bu yüzden Jon Diebler hamlesi sonrasında zaten normalde de gitmesi gerektiğini düşündüğüm Blake Schilb'in daha net bir şekilde takımdan ayrılması gerekiyor. Aksi halde ön alan savunmamız Euroleague sertliğinden ve günümüz basketbol şartlarından oldukça uzak olacak. 

JON DIEBLER NASIL HAMLE?
Ergin Ataman geçen yıl ki oyuncu planlamasında set şutörü tercih etmemiş, yaratıcı forvetler ve skorer oyun kurucu tercih ederek başarıyı yakalamıştı. Bu yaz ise Jon Diebler tercihi koçun kadro planlamasının geçen yıla göre daha farklı yönde olduğunu düşünmeme sebep oluyor. Bu bağlamda piyasada üst seviye keskin şutör olarak Jon Diebler -son 4 yıldır Türkiye'de olmasını ve uyum sorununun neredeyse çok az olmasını da göz önünde bulundurursak- güzel opsiyonlardan bir tanesi bana kalırsa. Geçen sene Anadolu Efes ile sezona iyi başlasa bile Efes'in dağınık ve adeta oyuncu öğütme fabrikası olan sisteminde zamanla kaybolup etkisizleşen Jon Diebler önümüzdeki sene bu kadar kötü olmayacak. Ancak önümüzdeki sene onu Pınar Karşıyaka günlerinde ki kadar etkili görmeyi de beklemiyorum. Kurulacak kadro yapısı ve alınacak guard ile birlikte Jon Diebler'in sezon içerisinde verimi ve katkısı artarken transferi dahada anlam kazanabilir. 

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.