Basketbol altyapı sorumlumuz Hasan Serbest'ten özel açıklamalar..

Galatasaray Basketbol Camiasına büyük hedeflerle adım atan ve yaşadığı 3 yıllık aranın ardından bu hedefleri 2016 yılında hedeflediğinden daha erken bir yaşta gerçekleştiren Galatasaray Basketbol Akademileri Altyapı Sorumlusu Hasan Serbest ile Florya Metin Oktay Tesislerinde samimi bir röportaj gerçekleştirdik. Galatasaray Basketbolu ile ilgili önemli projeleri ve hedefleri olan Hasan hoca bunları sadece blogumuza anlattı.


**Daha önce de Galatasaray altyapısında çalışma fırsatı bulmuştunuz, 2013 yılında Darüşşafaka Doğuş altyapısına geçiş yaptınız. 3 yıllık bir aranın ardından yeniden Galatasaray bünyesine döndünüz. Bununla ilgili olarak ne hissediyorsunuz?
2005 yılında Galatasaray Spor Kulübü’ne adım attım. 8 yıl altyapılarda küçük ve minik takımlarda görev yaptım. İlk Galatasaray’a geldiğimde kendime bir hedef koymuştum. “Ben bu kulübün alt yapı sorumlusu olmak istiyorum” dedim. O zamanlarda oyuncu taramaları, projeler ve çeşitli çalışmaları kendi şahsım adına özveri ile yürüttüm. 2013 yılında buradan ayrılırken, üst üste küçük takım görevlerinin verilmesinin beni tatmin etmediğini hissettim. O zamanda Darüşşafaka Doğuş’tan önemli bir teklif aldım, daha öncede teklifler almıştım ama Galatasaray benim için çok önemli bir kurum, benim var olmamı sağlayan yer. Dolayısıyla önceki teklifleri reddetmiştim. Ancak 2013 yılında gelen teklifi kabul edip Darüşşafaka Doğuş’a gittim ve orada 3 senelik bir yapılanmanın parçası oldum. Daha sonra bu yaz başında Yönetim Kurulu üyemiz Can Topsakal’ın isteği ile altyapının başına geldim. 

Burada olduğum için çok mutluyum, huzurluyum. Burası benim yuvam. Çok emek harcadım, artık altyapı sorumlusu olarak buradayım. Galatasaray markasını yukarılara çekmek için elimden ne gelirse yapacağım.

**10 senelik bir hayali gerçekleştirmiş oldunuz yani bu şekilde?
Evet, çok istiyordum bunu. Tabi kısa vadede olmayacağını bende biliyordum. Planlarımda hep 35 - 36 yaşlarına geldiğimde Galatasararay’ın altyapı sorumlusu olma hayalim vardı ama buna daha erken yaşta ulaşmam beni çok mutlu etti. 

**Altyapıdaki görevinizin tanımı nedir? Sizi hangi görevlerde göreceğiz önümüzdeki senelerde?
Ben burada hem erkek hem bayan altyapı sorumlusu olarak geldim. Buraya geldiğimde hem bayanlar hemde erkeklerde zaten çok emek veren insanlar vardı. Ama onlara biraz daha yön vermek, harcadıkları emekleri yukarıya çekmek, onların yaptıkları işleri biraz daha desteklemek adına hem bayan hem erkek altyapı sorumlusu görevindeyim.
**Altyapıda sizin gelişiniz ile birlikte yeniden yapılanma sürecine girildi. Biraz bu konuda neler yaptığınızı anlatabilir misiniz?
İlk olarak, Galatasaray’ın marka değeri zaten büyük ancak altyapı bazında Galatasaray ismini biraz daha yukarıya çekmemiz gerekiyor. Çünkü Anadolu Efes, Fenerbahçe, Darüşşafaka Doğuş, Beşiktaş, Acıbadem, İBB gibi birçok kulüp altyapılarına destek veriyor. Ben buraya Galatasaray’ın marka değerini yükseltme planı ile geldim. Çünkü altyapılarda sporcuya ne kadar iyi imkan sağlıyorsan, ne kadar iyi eğitim veriyorsan o kadar değerli oluyorsun.  Benimde buraya geldiğimde, anlaşmayı imzaladığımda, ilk hedefim bu marka değerini diğer kulüplere göre yukarıya çekmekti. Bununla ilgili çeşitli çalışmalar yaptım. 

İlk olarak okullar henüz kapanmadan buradaki altyapı seçmelerine katılımı arttırmayı istedik. Bununla ilgili de bir slogan ürettik “Hayalinin peşinden git!” diye. Seçmelere katılım ise oldukça iyi oldu. 692 erkek; 120 kız sporcunun katılımı ile yoğun bir seçme süreci gerçekleştirdik. Seçmelerde ise yeni bir proje kullandık. Normalde 15-20 dk yapılan antrenman sonucunda sporcular seçiliyor. Bu ne kadar sağlıklı bir sistem tartışılır. Bizde bunu bu yüzden 3 kademeli yaptık. İlk kademede göze batan oyunculardan yaş kategorilerine göre birer takım oluşturduk. Ondan sonra bu sporcuları kendi tesislerimizde bir haftalık bir antrenman sürecine aldık burada. Burada daha iyi olan sporcuları ise kendi altyapı takımlarımıza dahil edip bir de orada baktık ve eleminasyon yaptık. Dolayısıyla en iyisini seçmeyi hedefledik. Ben daha önce böyle bir seçme programı yapıldı mı hatırlamıyorum. Yaptığımızdan da oldukça memnun kalındı. Burada uyguladığımız projelerden bir tanesi de kulübü olmayan sporcuları kulübe yönlendirmekti. Bu sayede de bir çok amatör kulübe destek verdik. 

Yapmayı hedeflediğimiz bir diğer yenilik; Türkiye’de ilk defa normal sezonda iki asistan ile çalışmak. Turnuvalara gittiğimiz zaman zaten iki asistan oluyordu ancak normal sezonda da özellikle genç ve yıldız takımlarımızda –onların A Takıma hazırlık süreleri daha kısa olduğu için- ikişer tane asistanla çalışacağız. Antrenörler derbi maçlarında, önemli maçlarda daha çok taktiksel olarak hazırlanmayı seçiyorlar. Biz artık asistanlarımız sayesinde sporcularımızla daha yakından ilgilenmeyi hedefliyoruz. Uzunlar için ayrı, kısalar için ayrı asistanlarla çalışacağız. Aynı zamanda bu asistanları da eğitecek şekilde yapılanıyoruz. Çünkü çok genç ve dinamik bir kadromuz var ve bu kadro bizim için çok değerli. 

Ben buraya gelirken 3 tane antrenör benimle buraya geldi. Bir tanesi Fatih Ünal –Altyapıdan yetişmiş ve A takıma çıkmış bir oyuncumuz- diğer iki tanesi ise yine altyapımızda oynamış Burak Emin Uğur ve Burak Alyanak antrenörler. Onlarda Galatasaray’ın altyapısından yetişmiş, buranın dinamiklerini bilen isimler. Dolayısıyla güzel ve sıcak bir çalışma ortamı oluşturduk.
Daha sonra salon içinde de bir düzenlemeye gitmemiz gerekiyordu. Çünkü Avrupa’da ki salonların düzenine baktığımız zaman bize göre çok farklı. Çok daha bireysel antrenmanlara yönelik, çok daha farklı olduğunu görüyoruz. Bu yüzden bizim tesisimizde de bir düzen değişikliğine gittik. Türkiye’de ilk defa bir mental antrenman yeri yaptık. Belki çok basit gibi gözükebilir ancak işlevi ve içeriği çok özel bir yer. Çünkü sporcuların burada sadece 1.5 saat idman yapıp gitmesinin onlara çok büyük bir şey kattığını düşünmüyorum. Çok basit oyunlar ve uygulamalar ile onların karar verebilme mekanizmasını, reaksiyon zamanını, algılamalarını ve uygulama yeteneklerini geliştirici hamleler yaptık. Dolayısıyla orada da bir ilki yaptığımızı düşünüyorum. Umarım başarılı oluruz. Ama bunun başarısı hemen gelmez, uzun vadeli bir süreç. Çünkü sporcunun algılama ve uygulama zamanını geliştirmek öyle 1-2 ayda olabilecek bir şey değil. 

Amacımız sporcularımızın daha iyi ve kaliteli bir eğitim alabilmelerini sağlayabilmek adına güzel bir tesis oluşturmaktı. Güzel düzenlemeler yaptık, umarım başarılı olabiliriz.

**Altyapı olarak oyuncularımıza ve ailelerine neler vaat ediyoruz? Hedeflerimiz neler?
Açıkçası çok bir şey vaat etmiyoruz. Çünkü ben vaat etmenin birazda göz boyama olduğuna inanıyorum. Biz burada her şeyden önce iyi eğitim vermek istiyoruz. İki antrenörle çalışıyoruz, mental antrenman odamız var, bireysel antrenmanlarımız oldukça ağırlıklı. 

Sporcu bursu açsısından kolejler zaten sporculara burs veriyor. Bende Doğa Koleji antrenörüyüm ancak hiçbir zaman sporculara gel sana burs vereyim demedim. Bizim sporcularımızdan kolejlerde okuyanlarda var, Anadolu lisesi kazanıp orada okuyanda. Ben işin okul ihtiyacı olan sporcuya burs verelim tarafındayım. Yani sporcu İtalyan Lisesi’nde, Alman Lisesi’nde okuyorsa ona burs vermenin bir anlamı yok. 

Biz burada tesislerde yemek imkanı da sağlıyoruz. Tesislerimizin içinde takım antrenmanı devam ederken bireysel antrenman yapabilecekleri bir sahamız daha var. Dolayısıyla diğer kulüplerin sunduğu tüm imkanları bizde burada sağlıyoruz.

**Sporcularımıza altyapı eğitimi verirken benimsediğimiz, ileride “Galatasaray ekolu” bu diyebileceğimiz bir ekol var mı?
Evet, böyle bir ekol yaratacağız. Ama kolay değil tabi ki. Şu anda takımlarımızı oluşturuyoruz. Daha sonrasında eğitim verirken bir sistem yaratmak istiyoruz. Tabii bunu Avrupa’da oynanan basketbol doğrularına göre yapmak zorundayız. Bizim zaten milli takımlarda altın jenerasyon ile oynadığımız herkes tarafından kabul görmüş bir sistemimiz var. Ben bu sisteme de oldukça inanmaktayım. Ama Galatasaray olarakta bir ekol, bir sistem oluşturmak zorundayız. Takımlarımızı oluşturduktan sonra gerek A takım hocalarımızla gerek altyapı hocalarımızla toplanıp bir ekol oluşturma planımız var. Şu anda zaten takım antrenmanları değil, bireysel çalışmalar yapıyoruz. Takım antrenmanlarına başladığımızda bu ekol doğrultusunda çalışmalara başlayacağız. 

**A Takım ile koordinasyonunuz ve iletişiminiz nasıl?
Şu an çok iyi. Hem erkek hem kadın takımı antrenörleri ile koordineli şekilde çalışıyoruz. Erkek takımı antrenörleri yaklaşık 15-20 gün burada genç takım antrenmanlarını izlediler. Ve şu anda kendilerinin bizzat seçtiği 4 oyuncu A takım ile antrenmanlara çıkıyor. Bunlardan 2 tanesi 2000 doğumlu; iki tanesi ise 1999 doğumlu oyuncular.

Kadın Basketbol takımı için konuşursak ise zaten şu anda genç takımımızın büyük çoğunluğu A takım ile antrenmanlara çıkıyor. Orada önemli oyuncular var. Üst seviyede yer alabilecek oyuncu sayımız çok daha fazla. 
** Direkt isim isim konuşup oyuncular üzerinde baskı kurmak istemiyorum ancak yakın zamanda A Takımlarda oynayabilecek, ümitli olduğumuz isimler veya jenerasyonlarımız var mı?
Ben sporculara buraya ilk geldiğimde şunu söyledim: “Biz her sporcuyu A takıma çıkartamayız. ” Bu işin gerçeği ise genç takımlar seviyesine gelmiş oyuncularımızın 1-2 tanesini A Takıma, 3 tanesini Süper Lige, 4 tanesini ikinci lige verebiliyorsak, bu sektörden para kazanmalarını sağlıyorsak, biz o zaman altyapı olarak başarılıyız. Dolayısıyla bizim ilk hedefimiz bu. Altyapılarda Galatasaray ekolunu yaratmak istiyorsak, Süper Ligde maçları izlerken altyapımızdan çıkmış oyuncuları göstermek zorundayız. Aslında bu çok var ama çok fazla dile getirilmiyor. Örnek vermek gerekirse Göksenin Köksal, Ege Arar, Nusret Yıldırım, Muhammet Baygül gibi bir çok sporcu altyapımızdan çıkıp bu camia içinde kendilerine yer buldular. Bizde bundan sonra bu sayıyı daha çok arttırıp bu işin öncülerinden olmak istiyoruz. 

Hedef jenerasyonlarımız ise var mı? Evet var. Özellikle 2002 jenerasyonumuz çok elit bir jenerasyon. Bu sene Fatih Emiroğlu önderliğinde Türkiye 3.'sü oldular. Orada hedef oyuncuların çok fazla olduğuna inanıyoruz. Ancak 99-00-01 jenerasyonlarında da bu camia içinde tutunacak sporcular olduğuna inanıyoruz. 

**Ege Arar hakkında biraz konuşmak istiyorum. O da altyapımızdan çıktı ve gerek altyapı milli takımlarında gerekse A takımımızda süre bulduğunda önemli işler yaptı. Ege ile ilgili düşünceleriniz neler?
Ben Ege’nin daha ilk seçmelere geldiği, katıldığı günü hatırlıyorum. Çok büyük özverilerle, çalışmalarla buralara geldi ve şu anda Galatasaray’ın çok fazla şey beklediği sporculardan bir tanesi. Kendisinin de çok büyük hedefleri var. Hem Euroleague olsun hem NBA olsun. Tabi ki şu anda açıkları var ve bu durumun farkında. Bu yüzden çok fazla çalışıyor. Bende çeşitli telkinlerde bulunuyorum bu konuyla ilgili. Çünkü aramızda abi-kardeş ilişkisi olan sporcularımızdan bir tanesi. 

Ege aynı zamanda kendisini bilen bir oyuncu. Ne zaman süre alacağını, ne zaman sahada ondan ne beklendiğinin farkında. Lige baktığımızda da 96 jenerasyonunda en çok süre bulan oyunculardan bir tanesi. Ergin Ataman’ın da bu anlamda Ege’ye çok büyük katkısı var. Dolayısıyla ben zamanla çok daha iyi yerlere geleceğine inanıyorum. Bu sene A Takımda da ondan beklenti büyük, Türk oyuncu sayısı çok fazla değil ve ben Ege’nin sene içinde de daha çok süre alıp daha iyi yerlere geleceğini düşünüyorum. Bundan hiç şüphem yok.

**Bizimde Ege’den önümüzdeki sezon için beklentilerimiz büyük. Özellikle geçen sene ligin son kısmında bulduğu sürelerde kendinden emin, nerede duracağını, ne katkı vereceğini bilerek oynadı. Yazın Genç Milli Takımımız ile de oldukça iyi bir performans sergilemişti.
Biz Ege’den milli takımda da çok fazla yararlandık. Çünkü sahaya girdiğinde takıma özgüven katıyor. İş ahlakı üst seviyede, çok çalışkan, çok efendi, saygılı bir sporcu. Dolayısıyla ileride her koçun çalışmak isteyeceği bir sporcu olacağını düşünüyorum.  İleride bu istikrarını bozmazsa hem A Milli Basketbol Takımımız hem Galatasaray hemde Avrupa basketbolunun çok önemli bir sporcu kazanacağını düşünüyorum.
**Altın jenerasyondan bahsetmişken birazda onlar hakkında konuşmak istiyorum. O jenerasyondaki her oyuncudan beklentiler çok yüksekti ancak şu ana kadar bir kaçı dışında A Takımlar seviyesine çıkartamadık onları diye düşünüyorum. Sizin görüşleriniz neler bu konuda?
Ben sporcularla konuşurken şöyle bir tabir kullanıyorum. 17-23 yaş arasında bir fırtına var. Para almadığın zamanlardan para aldığın zamanlara geçiyorsun, menajerler devreye giriyor, A Takımda yeni yeni süre bulmaya başlıyorsun, belki istediğin pozisyonda istediğin süreleri alamıyorsun. Ya bu fırtınaya kapılıp yok olacaksın yada bu fırtınadan zarar görmeden çıkacaksın. Şu anda bu fırtınadan zarar görmeyen isimler var ancak ben inanıyorum ki 23 yaşından sonra 95-96 jenerasyonundan bir çok isim daha elit seviyeye çıkacak. Daha birçok oyuncu bu fırtınadan zarar görmeden çıkacak ve gerek A Milli takım olsun gerekse kendi kulüplerinde olsun süre alacak bu takımları üst seviyeye taşıyacak oyuncular olduğunu düşünüyorum.  

** Genç oyuncular için kilit yaşın 23 olduğunu düşünüyorsunuz yani?
Aynen öyle. Bir de şöyle bir durum var. Bizim altın jenerasyonumuzda özgüven fazla. Sürekli madalya alarak geldiler. Şimdi hemen süre almak, oynamak istiyorlar ancak bu işler böyle olmuyor. Bu oyuncular hem büyük paralar kazanmak hemde bunu hemen gerçekleştirmek istiyor. Ancak bu zor şartlarda kimse onlara o paraları vermez. Psikolojileri sınanacak, fizikleri sınanacak, zor durumlarda kalacaklar ancak bu süreci atlatabilirlerse hem istedikleri paraları kazanacaklar hemde başarılı olup süre bulacaklar.

**Altyapılardan bahsetmişken bu işe emek veren biri olarak ülke altyapısında ne gibi sorunlarımız var sizce?
Ben altyapılarda gördüğüm sorunların başında veli problemlerini görüyorum. Çünkü velilerimiz A takımlarda milyonlarca dolar kazanan sporcuları görünce kendi çocukları da öyle olsun istiyorlar ama bu durum öyle değil maalesef. Bu sporcular oralara gelene kadar çok büyük çabalar gösteriyorlar. Ben velilerimizden bu konuda biraz sabırlı olmalarını istiyorum. Şu anda kazanacakları para, çocukların sadece günlük ihtiyacını karşılayacak ama bu zamanlarda gösterilecek özveri; sporcunun geleceğini sağlamlaştıracak. Bu yüzdende velilerimizin bilinçlenmeleri gerekiyor. Şöyle basit bir örnek vereyim. Biz sporcular için sağlık raporu istiyoruz. Gidip bir sağlık ocağından kaşe vurdurup geliyorlar. Gerekli testler, tetkikler yapılmıyor. İstanbul’da bu alanda bir çok spor hekimliği var ama onlara gitmiyorlar. Sorduğunuzda çocukları onlar için büyük değer ancak onlar için yapacakları 200-300 TL’lik bir yatırım onlara zor geliyor. Bu yüzden öncelikle velilerin bilinçlendirilmesi gerekiyor.

İşin bir başka boyutunda ise Sırbistan, Litvanya, Hırvatistan ekollerine baktığın zaman onların harcadıkları çaba, gösterdikleri efor ile bizimkiler arasında dağlar kadar fark var. Onlar çok daha fazla bireysel şekilde çalışıyorlar. Bir de onlarda özel antrenörler, kondisyonerler, spor psikologları, beslenme uzmanları var. Uzunlar için ayrı kısalar için ayrı antrenörler var. Ama bizde bu böyle değil sadece tek bir antrenör tüm bunlara bakmaya çalışıyor ve bu ne kadar sağlıklı şekilde yapılıyor benim ciddi soru işaretlerim var. Bizde bu yüzden kendi içimizde yeni bir proje üretip veliler ile yaptığımız toplantılara bir spor psikologu getirdik. Altyapımızda oynayan Serdar Vatansever bu konuda bize yardımcı oldu. Sene içinde de dönem dönem sıkıntı yaşayan sporcularımızla görüşecek. Yine sponsorlarımız sayesinde beslenme uzmanları ile birlikte çalışıyoruz. Ben herkesin kendi uzmanlık alanında çalışması gerektiğine inanan biriyim. Türkiye’de şu anda bu yok ancak ben Galatasaray altyapısında bu sistemi kurmak istiyorum. Bununda adımlarını yavaş yavaş atıyoruz. Eğer hedeflediğimiz sistemi kurabilirsek çok başarılı olacağımıza inanıyorum.

**Bizim kulüp olarak aileler ile ortak çalışma adına bir projemiz var mı?
Evet, ufak ufak bu çalışmalara başladık. Geçtiğimiz günlerde erkek, kız tüm altyapı takımlarının aileleri ile bir toplantı yaptık. Buraya spor psikologu, beslenme uzmanları getirdik. Kondisyonerimiz Semih Eroğlu geldi. Sonuçta ben sadece basketbol antrenörüyüm. Evet diğer konularda da eğitimini aldım ancak sadece belli bir yere kadar biliyorum. Bu yüzden tüm antrenör arkadaşlarıma da bu konuda ikazlarda bulundum. Sporcularla iletişime geçerken haddimizi bilmemiz çok önemli. Eğer haddimizi aşarsak hem velileri hemde sporcuları kandırmış oluruz. Eğer sporcularla ilgili bir sorun varsa bunu uzmanı halletmeli. Bizde altyapımızda bu sistemi oluşturmaya çalışıyoruz.

**Tekrar Galatasaray’a dönersek, altyapı takımlarımız İstanbul liginde mücadele ediyor. Sizce bu ligdeki rekabet yeterli mi? U21 veya rezerv lig gibi yeni projelere ihtiyaç olduğunu düşünüyor musunuz?
Gençler ve yıldızlar seviyesinde İstanbul liginin yeterli olduğunu düşünüyorum. Çünkü İstanbul’da çok fazla sayıda takım var ve takımlarımız elit seviyede bir çok maç yapma şansı yakalıyor. Ancak 18 yaşından sonra bir boşluk olduğu gerçek. Bu konuda da geçen sene Ümitler Ligi adı altında bir çalışma yapıldı ancak günümüzde gidişat çok farklı yere doğru yol alıyor. Ancak orada da belirli şartlar olması gerektiğini düşünüyorum. Mesela ilk olarak takımların Ümitler Ligi’ne katılmak için öncelikle Süper Ligde veya birinci ligde mücadele eden takımlarının olması gibi bir şart konabilir. Yada deplasmanlı bir lig düşünülebilir. Sporcuları A Takım ile seyahat ettirebiliriz. Bunlar gibi şartlar düşünülebilir.
**Galatasaray Basketbol Akademileri olarak sporcularımızın okul eğitimlerine devam etmeleri hakkında nasıl projeler üretiyoruz? Bu konuda kulüp olarak duruşumuz nasıl?    
 Ben bu sene genç takıma geldiğimde tüm oyuncularıma kitap okuma zorunluluğu getirdim. Bir hafta bunu tüm oyunculara zorladım. İkinci hafta ise bıraktım. Gün içinde bunun için uyarıda bulunmadım ve sporcular kitap okumayı bıraktı. Ben onları sürekli bu konuda itemem. Onlarında içinden gelmesi gerekiyor. Benim bu konuda ise şöyle bir çalışmam olacak. Biz Galatasaray Basketbol Akademisi içerisinde bir kütüphane yaratmak istiyoruz. Daha önce büyük kulüplerde böyle bir kütüphane olduğunu sanmıyorum. Bu kütüphanede ise sporcuların kendi istedikleri ve bizim onların okumasını istediğim kitaplar bulunacak. Sporcu antrenmanından önce gelecek ve kitabını okuyacak. Florya Metin Oktay Tesislerindeyiz sonuçta burada kitap okumak için çok sayıda alan mevcut. Ben bu imkanı onlara sunmak istiyorum. Ama onları her zaman kontrol edemem. Dolayısıyla velilerimizin bu konuda desteklerini bekliyoruz. 

Bireysel olarak okul eğitimine de çok önem veriyorum. Okul saati içerisinde antrenman yapmayacağız. Gerekirse sabah 6.30’da idman yaparım ama okul saati içinde idman yapmam. Bu yüzden takımımızı oluşturduğumuzda velilerle ve sporcularımızla ortak saatler belirleyip bu saatlerde çalışmalarımızı yapacağız.  

Amerika’da okuyan bazı sporcularımız var. Atakan Şahinkaya, Yağızhan Selçuk ve Alperen Kurnaz. Bu sporcular eğitim almak için, eğitimlerine önem verdikleri için yurt dışına gittiler. Bu yüzden gidişlerini destekledik. Ayrıca bu sporcularımızın 22 yaşına kadar hakları Galatasaray’da.  

Bunların dışında sene içinde sporcularımıza Euroleague maçlarının, Süper Lig maçlarının kayıtlarını izletmek istiyorum. Abileri nasıl oynuyor, oyun nasıl oynanıyor göstermek istiyorum. Tabi onlar şu anda yaşları dolayısıyla yapılan smaçlara, spektaküler hareketlere ilgi gösteriyorlar ancak oraya gelene kadar oynanan bir sürü sistem var. Sporcularımıza bunları gösterip iyi bir eğitim vermeyi amaçlıyoruz. 

**Son iki yılda gençlerde  Türkiye Şampiyonaları’na katılamadık. Ben şahsi olarak altyapılarda alınan kupalardan çok yetiştirilen oyuncularla başarının ölçülmesi taraftarıyım ancak kulüpler ve taraftar genellikle alınan kupalara bakıyor. Siz ne düşünüyosunuz bu konuda?
İki senedir Galatasaray Genç Erkek Basketbol Takımları Türkiye Şampiyonası’na gidemiyor. Bu bir açıklık mı? Evet, açıklık. Avrupa’da oynayan bir A takımınız var. Şampiyonaya gittiğinizde hem sporcuya hem antrenöre bir değer katıyorsunuz. Çünkü Türkiye Şampiyonası bu işin vitrini. Gidememek başarısızlık mı? Bence değil. Ama gitmek kesinlikle artı bir değer. Bu konuda da kimseyi suçlayamayız. Son iki yılda bu görevde olan Sinan Ömeroğlu abimiz burada yıllar boyunca çok emek sarf etti. Dolayısıyla onun emeklerini inkar edemem ancak kulübümüz böyle bir karar aldı.

Ben, Türkiye Şampiyonasına kesin gideceğim diyebilir miyim? Hayır diyemem. Bu garantiyi kimse veremez. Ama Türkiye Şampiyonasına gitmek istiyoruz. Fakat şu anda ki genç takımımız şampiyonaya gidecek elit bir jenerasyon değil. Takım halinde değil. A takıma çıkacak hedef oyuncularımız var ancak bu jenerasyonla ilgili olarak ana hedefimiz bu sporcuları daha önce söylediğim gibi 2’şer 3’er halde liglere dağıtmak. Eğer bunu yapabilirsek o zaman başarılı olduk diyebilirim.

**Federasyonun altyapılarda uygulamaya koyacağı yeni kurallarla ilgili görüşleriniz neler?
Biz bu kurallara uyacağız, uygulayacağız tabi ki ancak biz bunlara uyarken bu kuralların yürütülmesini sağlayacak kişilerinde yeterli eğitime sahip olması gerekiyor. Hakemlerin, saha gözlemcisinin, teknik komiserinde bu kurallara hakim olması gerekiyor. Bizde bu durum zaman zaman aksayabiliyor. Size şöyle bir örnek vereyim: Ben Galatasaray’da küçük takım antrenörlüğü yaparken hakemlerin ilk beş-ikinci beş kuralını bilmemesinden ötürü Türkiye Şampiyona’sına gidemedim. Üçüncü periyotta benim oyuncumu kuralı yanlış bildikleri için oynatmadılar. Daha sonra telefonla gelen haber üzerine oyuncumu oynatabildim ama iş işten geçmişti. Bu tip durumların önüne geçilmesi şart. 

Evet, kurallar olsun ama bu kuralları herkes bilsin. Bu yüzden hakemlerinde olduğu, bizimde olduğumuz bir organizasyon düzenleyip birliktelik içinde çalışmalıyız. Biz üstümüze düşen her şeyi yapmaya hazırız.

**Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
İstanbul çok büyük bir şehir. Biz büyük kulüpler olarak buradaki yetenekleri bulamıyoruz. Galatasaray Basketbol Akademisi olarak bizim ilk hedefimiz İstanbul. Çünkü şehir dışından getirdiğiniz sporcularda bir çok sıkıntı yaşayabiliyorsunuz. Dolayısıyla ilk tercihimiz İstanbul. Önümüzdeki yıl burayı çok iyi bir şekilde tarayacağız. Bunu Galatasaray Basketbol Okulları ile birlikte gerçekleştireceğiz. Her antrenörümüzü 2 adet basketbol okulundan sorumlu tutacağız. Şehirler arası taramaları da yapacağız. Amatör kulüpleri ve okulları tarayacağız. Bu sayede akademimize yeni yetenekleri ekleyeceğiz.  

Gelecek günlerde Galatasaray Basketbol Akademisi çok değişik projelerle, ilk sayılabilecek projelerle eğitim vermeye başlayacak. Hedefimiz Galatasaray Basketbol Akademilerinin adını, bu piyasa içinde daha üst seviyeye çıkartmak. Umarım planlarımızı gerçekleştir, hedeflerimize ulaşır, başarılı oluruz.

****
FCNBLOG ÖZEL HABERİDİR
KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ


**Katkılarından dolayı Dilara Akboğa'ya teşekkürler..

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.