Nostalji | 48 maçlık yenilmezlik serisinin sonu..

1992-93 sezonuna Metin - Ali - Feyyazlı efsane kadrosuyla 3 sene üst üste şampiyonluk yaşayan Beşiktaş, üst üste dördüncü şampiyonluk hedefiyle yola çıkmıştı. Galatasaray ise Mustafa Denizli'yle yollarını ayırmış ve Prekazi, Tanju, Simovic gibi isimleri göndererek Türk futbolunun o döneme kadarki en büyük Avrupa başarısı olan Şampiyon Kulüpler Kupası yarı finali oynamış kadrosunu dağıtmış; Karl-Heinz Feldkamp yönetiminde genç bir kadroyla iskelet oluşturmaya çalışıyordu. Beşiktaş'ın ve Türk futbolunun efsane başkanı Süleyman Seba büyük bir sabırla kurduğu sistemin başarısını üç sene üst üste şampiyon olarak almıştı. Üstelik Beşiktaş 48 maç üst üste kendi evinde maç kaybetmemiş, bu konuda Capello'nun Van Basten - Rijkaard - Gullit'li Milan'ıyla yarışıyordu. Şampiyonluğun en büyük adayı yine kara kartallardı. Bugünlere ne kadar benziyor değil mi? 

Beşiktaş yine Fikret Orman gibi bir başkanın sabrıyla bir iskelet oluşturmuş, Şenol Güneş'le şampiyonluğa uzanmış ve sezon öncesi spor medyasının en büyük şampiyon adayı konumunda. Galatasaray ise Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynama başarısı gösteren kadroyu dağıtmış, yeni ve genç isimlerle, Jan Olde Rierkerink gibi başarıya aç bir hocayla yeniden yapılanmanın içine girmiş. Üstelik geçen sezon yine Mustafa Denizli'yle yollar ayrılmış ve Hollandalı teknik adam Denizli'nin ardından göreve gelmişti. İşte böyle bir atmosferde derbi heyecanına saatler kala Beşiktaş'ın 48 maçlık yenilmezlik serisini tarihe gömen müsabakayı bir hatırlayalım.

Tarihler 5 Aralık 1992'yi gösteriyordu. Tribünlerde henüz her iki takım taraftarlarına eşit yer ayrıldığı dönemler yaklaşk 25bin kişi İnönü stadını doldurmuştu. Beşiktaşlılar kendilerinden emin, Galatasaraylılar takımlarından daha da emin bir şekilde maçı bekliyorlardı. Kalede Hayrettin, önlerinde Rambo Yusuf, Bülent, Alman panzeri Stumpf & Falko ikilisi, kaptan Erdal Keser, altın çocuk Okan, bir önceki altın çocuk Tugay, dinamo Muhammet, ileride de Hakan Şükür ve Torsten Gütschow ilk 11'iyle sahadaydık. Beşiktaş ise kalede Küçük Metin, Ali, Kadir, Gökhan, Takoz Recep, Atom Karınca Rıza, Sarı Fırtına Metin, Şifo Mehmet, Kepçe Sergen, Fany Madida, ve gol kralı Feyyaz ile sahadaydı. Sahada 10 numara giymeyi hak eden 9 ayrı futbolcu daha varken 10 numarayı neden Madida'nın giydiği o günlerin Türk futbolunu anlatmaya yetiyordu. Maçın 14. dakikasında Takoz Recep kırmızıyla oyun dışı kalıyor fakat bu Beşiktaş'ı durdurmuyor, siyah beyazlılar Şifo Mehmet'in pasında Feyyaz'ın golüyle 1-0 öne geçiyordu. Bu golden sonra sağdan soldan gelen ortalara yaptığı yükselmeler Hakan Şükür'ün ne denli bir potansiyeli olduğunu ortaya koyuyordu. Yine böyle bir yan topta Hakan inanılmaz yükselmiş, önüne seken topu ağlara gönderip skora denge getirmişti. Skor 1-1'ken Muhammet de kırmızı kartla oyun dışına atılınca her iki takım da sahada 10 kişi kaldılar. Sol taraftan kazanılan köşe vuruşunda Tugay topu direkt kaleye göndermiş, Stumpf'un kaleci küçük Metin'i kontrpiyede bırakmasıyla - ki küçük Metin de zaten kontrpiyede kalmaya meyilli bir kalecidir bilen bilir - top kornerden direkt gol olmuş ve Aslanlarımız 2-1 öne geçmişti. Böyle bir skor beklemeyen Beşiktaş takımı saha içi düzenini kaybetmiş ve agresifliğin dozunu arttırmıştı. 78. dakikada Sarı Fırtına Metin, ki isim babası Metin Oktay'dır, kırmızı kart görmüş takımlar 9 kişiye 10 kişi maça devam etmişlerdir. Bu kırmızı karttan sedece 3 dakika sonra orta sahadan ileri atılan uzun topta Hakan Şükür muhtemelen kariyerinde ilk ve son defa rakibinin sağından atıp solundan geçmiş, topu da kaleci küçük Metin'in solundan ağlara göndererek hem skoru ilan etmiş hem de bir devrin sonunun geldiğini belli etmiştir.

Kalli'nin genç Galatasaray'ı bu galibiyetle Beşiktaş'ın 48 maçlık yenilmezlik serisini sona erdirdi. O dönem bazıları bu genç kadronun nasıl böyle bir galibiyet aldığını düşünmüş olsa da aynı kadro ilerleyen yıllarda Türk futboluna en büyük başarıları yaşatan kadro olarak tarihe geçecekti. Teşekkürler o kadronun temellerini atan Karl-Heinz Feldkamp, teşekkürler yaşattığın tüm güzellikler için Galatasaray...

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.