Ünal Aysal: 2018'deki seçimlerde ne olur bilemem..

2011 - 2014 yılları arasında Galatasaray'da başkanlık görevini yürüten ve görevde kaldığı süre boyunca futbol takımının yanı sıra bir çok branşta tarihi başarılarda imzası bulunan Ünal Aysal, geçtiğimiz günlerde hakkında çıkan başkanlık spekülasyonları sonrasında NTV Spor'a açıklamalarda bulundu. Evren Göz'ün gerçekleştirdiği röportajda 2018 yılındaki başkanlık seçimleri hakkında da düşüncelerini beyan eden Ünal Aysal, mevcut takımın ligdeki şampiyonluk yarışı hakkında da açıklamalarda bulundu. Ünal Aysal'ın açıklamalarının tamamı şu şekilde..

2018'DE SEÇİM VAR ANCAK..
Bir sürü spekülasyon yapıldı ama 2011 senesinde benim Galatasaray'a gelişim çok kısa bir süreli bir karar sürecinden geçti ve ondan sonra adaylığa karar verdim. 2011 Mayıs'ında seçimlere girdim. Planlı-programlı bir şey yoktu. Ne evvelden gelen ne de o gün için. Neden; çünkü Galatasaray'ın o gün için bir şeye ihtiyacı vardı. 2002'de de Galatasaray'ın sorunları vardı. AIG olayı vardı, ona yardım gerekiyordu. Toplu bir rakam enjekte edilmesi gerekiyordu. O zaman da arkadaşlarım beni ikna ettiler, o desteği verdim. 2011'de seçim, Galatasaray Başkanlığı aynı şekilde. Ben bir gönül adamıyım. Benim ne yapacağım yarın öbür gün belli olmaz. Bugün için böyle bir düşüncem yok. 2011'de Galatasaray'ın çok ciddi sıkıntıları vardı. 108 milyon Dolar borç alacak farkından 328 milyon dolar. 210 milyon dolar 3 sene içinde borç-alacak farkı artmıştı. Galatasaray'ın üst üste 3 senede aldığı neticeler çok kötüydü. O zaman Galatasaray'ın ileri gelenleri bir şeyler yapabileceksen yap dediler. Ben de elimden geleni yaptım. Fena da geçmedi 3.5 senemiz. Şimdi bir süreç devam ediyor. Mevcut bir yönetim var. 2018'de galiba yeni seçim olacak. Geçtiğimiz 2 ay önce de bir güvenoyuna benzer bir oylamayla geniş yetkiler aldılar. Arkadaşlarımızın başarılı olmasını dilemekten ve buna duacı olmaktan başka şu anda yapacak bir şeyimiz yok. Ama 2018'de ne olur, o günkü şartlar nedir? Yine böyle bir ihtiyaç olur mu, olmaz mı? İnşallah olmaz çünkü şu saatten sonra biraz da dinlenmek, ailemle uğraşmak istediğim bir döneme giriyorum. İnşallah o sıkıntılar olmaz ve Galatasaray çok başarılı olur. Olmadığı takdirde o günkü şartlara göre oturup düşünürüz, şapkamızı önümüze koyarız. Bugün için öyle bir düşüncem katiyetle yok, hazırlığım da yok.
JAN OLDE RIEKERINK VE ŞAMPİYONLUK ŞANSI..
Aşağı-yukarı benden sonra başka bir başkan geldi. Şimdi Dursun Başkan ve yönetimi iş başında. Bence ellerinden geleni yapıyorlar. Ama ellerinden gelen bu. Bunu da kabul etmek lazım. Oyuncularımıza gelince, bence oyuncularımızın hepsi Türkiye'deki en kaliteli ve en iyi oyuncular. Önemli olan mutfaktaki malzemenin iyi olması ama, bu malzemeden en iyi yemeği yapabilmek. Aşçı önemli. Aşçı da teknik direktördür. Burada Galatasaray'ın en ufak bir ekonomik hesabı yapmadan en iyi teknik direktörleri getirmesi gerekir. Mutfağın, stadın, oyunun sahibi onlar. Oyun kurucu onlar. Dünyada bugün çok çok iyi teknik direktörler var. Teknik direktörü eleştirmek için söylemiyorum ama belki bir müddet daha çok başarılı ve iyi tanınmış yabancı bir teknik direktörün yanında Galatasaray'da çalışmış olsaydı belki ileride genç olduğu için Galatasaray'a çok daha iyi hizmetler verebilirdi. Ama bu yönetimin takdiri. Herhangi bir eleştiri yapma düşüncesinde değilim.

Eski bir Galatasaray başkanı olarak soruyorsanız 4 takımın da eşit şansı olduğuna inanıyorum. Oyuncular yönünden ama teknik direktörler yönünden baktığınızda bazı kulüplerimiz biraz daha avantajlı. Diğerleri daha az avantajlı. düşünüyorum. İlk dört takımın pozisyonu çok değişir. Gönlümden geçen Galatasaray'ın şampiyon olması. Ama bu konuda şu anda bir şey söylemek mümkün değil. 2013-14 sezonunda yüzde yüz şampiyon olabileceğimiz bir sezonda Muslera ve Sneijder'i yanılmıyorsam Orduspor maçında 2'sini birden kaybettik. 2-2.5 ay oynamadılar ve 12 puan kaybettik. Allah korusun bu takımlarımızdan hiçbirinde bu tip sorunlar yaşanmasa, özellikle yıldız oyuncular seviyesinde bir sorun yaşanmasa güzel ve son derece çekişmeli bir lig seyredeceğiz.

WESLEY SNEIJDER VE DIDER DROGBA TRANSFERLERİ..
Bunu her zaman söyledim. Sneijder iyi bir oyuncu, takıma bambaşka bir hava getirdi. Drogba da değişik yapılı bir oyuncuydu. Galatasaray'a artılar getiren bir oyuncuydu. Sneijder, daha kalıcı oldu. Drogba yaşı itibariyle zaten bizde 1.5 sene oynadı, sonra ayrıldı. Drogba'yı sırf seyirci, taraftar istediği için getirdim. O da görevini yaptı. 1. sene yaptı, 2. sene görevini pek doğru yaptığını söyleyemem. Ama Sneijder bir standardı tutturdu. Bugüne kadar da bunu götürüyor. Hepimiz böyleyiz. Hergün bizden aynı performansı bekleyemezsiniz. Futbolculardan hiç bekleyemezsiniz. İyi günleri ve kötü günleri var. Onların bize getirdikleri faydaları ve başarıları unutmamak ve iyi olmadıkları günlerde onu kabullenmek, destekleme, morallerini bozmamak lazım.
FATİH TERİM'İN AYRILIĞI VE SONRASI..
Fatih Hoca'nın ayrılışı herkes için sürpriz oldu. O zaman yazılan çizilenin tersine planlanmış bir şey değildi. O günün şartlarında aniden ortaya çıkan, özellikle Türk kinsanına mahsus bir reaksiyon - aksiyon ve iletişim sorunu olarak ortaya çıkmıştı. Bunu hiçbirimiz beklemiyorduk. Ondan sonra ilk hamle yeni bir teknik direktör bulma hamlesiydi. İlk müracaatımız Türkiye'nin çok tanınmış teknik direktörlerinden biri olan Mustafa Denizli'ydi. Hedefimiz oydu. Mustafa Hoca'yla anlaşabileceğimiz tanmin ediyordum. Bir hafta sonrada Juventus maçı vardı. Bir teknik direktörün bir hafta sonra oynanacak Juventus maçı öncesi böyle bir karar alması da zordu. Kendisine çok güvenmesi gereken bir durum. Mustafa Hoca, o gün için tedbirli davrandı. "Juventus maçı sonrası böyle bir kararı düşünelim" dedi. Juventus maçına antrenörsüz çıkacak durumumuz yoktu. Onun için Mancini'yi davet ettim. İstanbul'da Mancini ile oturup konuştuk. Bir yere geldik. O da İtalya'dan geliyordu. Böyle bir maça 3 günlük hazırlığın ardından çıkması zordu. "3 gün sonra böyle bir maçımız var, çıkar mısın?" diye sordum. "Bu masada anlaşırsak, yarın antrenmana çıkarım" dedi. Doğrusunu isterseniz bu beni çok etkiledi. Zaten, çok beyefendi, çok iyi bir antrenördü. Galatasaray'a uzun süre hizmet verebilecek bir antrenördü. Çıktı, o maçta 2-2 beraberlik elde ettik. O bize bir sonraki turun kapısını açtı.

RİVA VE FLORYA PROJELERİ HAKKINDA..
Riva ve özellikle Florya, ikisi Galatasaray'ın asetleri. Bugüne kadar Galatasaray'ın borçlandığı rakamların kontr garantileri olarak kullandıkları bankalar nezdinde gösterdikleri ana varlıklar bunlar. Bunun içinde seyircisi, stat gelirleri var; ama temel garantiler bunlar. Galatasaray'ın borç yapısı bunun üstüne kurulmuştur. Bugün, bunları buradan söküp, satıp bu borçları ödemek bugünün şartlarında mümkün değildir. Bir arazi satışı, bir aset satışı bu borçları ödemek pratik olarak mümkün değil. Bunu Genel Kurula sayın başkanımız nasıl ikna etti, bu büyük bir başarı. Ama, bunun başarılı olması, bu asetleri bugün satıp 330 milyon Dolar'lık borç-alacak farkını kapatmanız mümkün değil. Bu borç zaman içinde faizlerle kur farklarıyla daha da artacak bir görüntü veriyor. Bu asetlerin TOKİ veya başka bir kurumla değerlendirilmesi, önümüzdeki 4-5 senenin olayı. Bu arada bu faizler daha da şişecek. Bu anlaşma Türk Lirası bazında yapılmış bir anlaşmaysa zaten yapıldığı günden bugüne kadar olan bir dönem için de yüzde 20-25 değerini döviz bazında kaybetti. Yönetime buradan tekrar bir çağrı yapmak istiyorum. Bu projeyi çok iyi etüt etsinler. Galatasaray'ın elindeki en büyük varlıkları çok daha iyi şekilde değerlendirebilecekleri formülleri arasınlar. Bu formüller var. Yok değil; ama araziyi sat kurtul ve bugünkü borçları kısmen öde veya günü kurtar, gerçekten Galatasaray'ın istikbalini tehlikeye sokacak bir davranış olur. Yönetimin de bunu bu şekilde düşündüğüne inanmak istiyorum.

ÖNEMLİ OLAN GALATASARAY'DIR..
Galatasaray taraftarına vereceğim tek mesaj şu, başarıya inanmaları. Her zaman yaptıkları gibi kulübe desteklerini de sonuna kadar vermeleri. Kulübün yönetiminde kim olursa olsun önemli olan Galatasaray'dır. Galatasaray'ın başarısıdır. Türk sporudur. Şunu unutmamak lazım ki; Galatasaray, Türk sporunun bayrağını devamlı taşımış, bundan sonra da taşıyacak çok büyük bir kulüptür. Orada yaptığımız her türlü hizmet yalnız Galatasaray'a değil, Türk sporuna yapılmış bir hizmettir. Olayı biraz da bu duygular içinde görmelerini ve bu şekilde yaşamalarını hepsinden rica ediyorum

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.