Başka Galatasaray yok!

Eurocup çeyrek final turunda Good Angels Kosice'yi eleyerek son 4'e kalan Sarayın Sultanları, yarı finalde bir Türk takımı; Yakın Doğu Üniversitesi ile eşleşirken, diğer eşleşme de iki Türk takımları; Abdullah Gül Üniversitesi ve Hatay BŞB takımları arasında oynanacak. Böylece 2009'da Galatasaray'ın Türkiye'ye ilk kez armağan ettiği kupanın, bir kez daha Türkiye'ye geleceği kesinleşmiş oldu.

Bu girizgahın ardından biraz Galatasaray kadın basketbol takımının geçmiş senelerde yaşattığı gururdan bahsedip; yeterli desteği görmeyen bu şube ile ilgili öncelikle bir Galatasaraylı, ardından da kadın basketbolunu severek takip eden biri olarak içimi döküp sizlere de çağrıda bulunacağım.

9 Nisan 2009'da, ilk maçta kaybettiği Taranto karşısına Ayhan Şahenk'te çıkan Galatasaray'ı televizyondan takip ederken henüz 13 yaşını bile doldurmamış bir çocuktum. O çocukluktan kalma Seimone Augustus hayranlığım bambaşka bir seviyede hatta, bende her zaman özel bir yerde. Neyse, o zamanlar henüz çocuk olduğum için maçlara gidebilme şansım takdir edersiniz ki olmuyordu ama o maçtaki ortamı televizyondan da izlesem hiçbir zaman unutamayacağım. Daha sonraları Sylvia Fowles'lar, Tamika Catchings'ler, Diana Taurasi'ler derken şubeyi sıkı takip edenlerden biri oldum. Ancak şubeye tamamen büyük bir sevgi ile bağlandığım en önemli olay, 2013-2014 sezonunda yaşandı. Daha önceleri ligde hakemlerin hatalı kararlarıyla kaybedilen şampiyonlukları içim buruk izliyordum.

O sezon ise, belki de hiçbirimizin bir daha yaşayamayacağı kadar özel ve yoğun hislerle geçti. Uzun bir aradan sonra Euroleague'de Final Four'a kalarak camianın da taraftarın da ilgisini çeken Ekrem Memnun'un öğrencileri, yarı finalde Ekaterinburg ile karşılaşıyordu. Akşamında ise erkek basketbolda Partizan maçı vardı, kazanırsak çeyrek finale kalıyorduk. Ekaterinburg maçını, Partizan maçı nedeniyle salona gitmek zorunda olduğumdan sadece ilk çeyrek izleyebildim. İlk çeyrekte yakalanılan 15 sayılık farka rağmen final inancı yoktu bende açıkçası, karşısında Taurasi, Gruda, Parker gibi oyuncuların olduğu takımı yenmenin imkansız olduğunu düşünüyordum. Yolda ise telefondan takip etmeye başladım maçı, ilk yarıyı 20 sayı önde bitirdik. Dile kolay, şu an yazarken bile inanası gelmiyor insanın. Ve ben hala Ekaterinburg'dan bir geri dönüş bekliyordum ancak izin vermedik. 13 yaşında ilgi duymaya başladığım takım, 5 sezon sonra Euroleague finalini ezeli rakibine karşı oynayacaktı. Ve bu ezeli rakip, ligdeki finallerde binbir çeşit yollarla şampiyon olan bir rakipti.

Fenerbahçe maçını, 40 dakika boyunca totem yaparak izledim. Ekaterinburg'u sürklase ettiğimiz savunmayla başlamıştık maça ve ona benzer bir senayo ile ilerlemişti maç. Çoğu karesi aklımda ama en önemlisi ve artık bana göre sembolleşen iki detay, Şebnem'in attığı 2 üçlük. Rusya'da mücadele eden bu takımın her ferdinin birbirine duyduğu inancı ve güveni Türkiye'den bile hissedebiliyorduk. Çünkü Galatasaray başkaydı, his takımıydı. Kenetlendiğinde karşısında kim olursa olsun herkesi yenebilecek bir camiaydı. Nitekim o sezon Türkiye Kupası ve Türkiye Ligi'ni de aldık ve üç şampiyonluğu da Fenerbahçe karşısında yaşadık. O sevinci yaşatan herkese tekrar ayrı ayrı teşekkür etmek gerekir...

İçinde bulunduğumuz 2016-2017 sezonunda ise her maçına gitmeye çalıştım bu takımın. Kosice maçında parkedeki oyuncular kadar yoruldum savunmada. Astou üçlüğü gönderip tribüne "Haydi' derken bu takımın inancını gördüm, bu sezona dair unutulmayacak karelerden biridir o an. Şimdi ise rakibimiz Eurocup yarı finalinde Yakın Doğu Üniversitesi ve bizden kaliteli oyunculardan kurulmuş bir takım. Bu bir gerçek ve turnuvanın da favorisi konumundalar. Biz ise inancı, kazanma arzusunu basketbol aklıyla birleştirerek onları yenmek ve Caferağa'ya takımımızı avantajlı bir skorla göndermek zorundayız. Benim şu andan itibaren tek isteğim var, YDÜ'ye karşı yine oyuncularla savunma yapıp onları eli boş göndermek ve tribündeki o inancı görmek!

21 Mart Salı akşamı saat 19:30'da Abdi İpekçi Spor Salonu'nda yeni bir Galatasaray efsanesi daha yaratmak dileğiyle, kenetlenelim. Başka Galatasaray yok!

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.