Dört Köşe | "Tudor'un umut verdiği gerçek!"

FCN Blog ailesi olarak daha çok üreten; özgün içerikler yaratan bir hesap olabilmek adına bugün itibariyle yeni bir konsepte başlıyoruz; "Dört Köşe". Hafta boyunca Galatasaray'da yaşanan gelişmelerle ilgili saha içi ve saha dışı konularda özgün yorumlarıyla mynet.com spor editörü Egemen Yıldırım'ın sorularımızı cevaplayacağı Dört Köşe, her hafta Çarşamba akşamları yayında olacak.

İlk hafta Egemen Yıldırım ile Tudor'un takıma ve taraftara getirdiği hava, Riekerink-Tudor geçişi, 3'lü savunma ve Yasin Öztekin hakkında konuştuk. Keyifli okumalar...

**Riekerink'ten sonra Tudor şüphesiz takıma ve taraftara bir hava getirdi diyebiliriz; sence bu hava kalıcı olabilir mi yoksa Riekerink'in ilk dönemlerindeki gibi 1-2 kötü sonucun ardından dağılır mı?
Tudor'un gelişi, takım ve saha içerisinde etkilerini yavaş yavaş gösteriyor ancak temkinli olmakta fayda var en başında. Bunun en canlı örneğini, Riekerink'in esas adam olduğu dönemde yaşadık. Bu sezon için en önemli hedef ligi 2. sırada bitirmek. Bunu başarırsa Tudor, gelecek sezon için belli bir krediye sahip olur. Zaten idari anlamda doğru işleyen kulüpler, bu tarz değişiklikler yaşadığında kriterini sezon başından itibaren takımın kat ettiği yolu göz önünde bulundurarak belirlerler. 1-2 maç sonunda şu anki pozitif havanın dağılması, Galatasaray'ın geleceğini etkilemez. Çünkü zaten camia, hem kulübün hem de futbol takımının geleceği konusunda net fikre sahip değil. Ama Tudor'un umut verdiği de bir gerçek. Mevcut yönetimin varlığını düşünürsek, beklemek ve bu bekleyişin içine sabır katmak kısa vadede Galatasaray'ın selameti açısından iyi olacaktır. 

**Tudor'un açıklamalarına bakarsak hep koşmanın oyun felsefesinin yapı taşlarından biri olduğunu söylüyor. Sezon başında ise Galatasaray'da pas odaklı temposuz bir takım vardı. Tudor sence bu geçişi sert mi yapıyor yoksa doğru yolda mı?
Yaklaşık 3 haftada bu değişimin net belirtilerini görmemiz çok zor. Basit bir örnek verecek olursak, Galatasaray hala kolay gol yiyor. Ama mücadele anlamında, Riekerink dönemine göre ciddi bir fark mevcut. Bu yadsınamaz. Tudor da kendi anlayışını keskin bir şekilde uygulamıyor. Aşama aşama bir şeyleri düzeltme hedefinde. En azından sezon sonuna kadar. Çünkü elindeki kadro başarıya, motivasyona fazlasıyla doymuş isimlerden oluşuyor.  Yeni sezonla birlikte, kadro yapılanmasını da gördükten sonra net fikre sahip olabiliriz. Tudor'un bazı şeyleri değiştirme çabasını, takımda üst üste yaşanan sakatlıklardan anlayabiliriz. 

**Tudor'un bir diğer vazgeçilmezi üçlü savunma... Galatasaray takımı bu sistemin gerektirdiklerine sahip mi sence?
Galatasaray'ın mevcut yapısı, 3'lü savunma için dominant hale gelecek durumda değil. Oyuncu yapısı ve Riekerink dönemindeki anlayış, bunu uygulamaya en büyük engeller olarak görünüyor. 3-5-2 esasen oyun aklıyla birlikte kusursuz bir şekilde işlemeye ihtiyaç duyan bir sistem. Mevcut Galatasaray kadrosunu 3'lü savunmaya göre iyi ya da kötü şekilde eleştirmek biraz haksızlık olur. Bunun için de yeni sezonun beklenmesi ve oluşturulacak yeni oyuncu grubunun görülmesi gerektiğini düşünüyorum. 

**Yasin Öztekin'e değinmeden olmaz. Yasin'in oyunundaki değişim ve Tudor'un felsefesini bu kadar çabuk kabullenmesi hakkında ne düşünüyorsun?
Yasin Öztekin, bana kalırsa bir şeyin artık net olarak farkında: mevcut yeteneği ve oyuncu özellikleriyle Galatasaray'ın ilk 11'inde oynayacak düzeyde değil. O yüzden ekstra efor sarf etmek ve hocasının gözüne girmek zorunda. Sezon sonuna kadar, sakatlanmadığı sürece bu tempoda devam edeceğini düşünüyorum. Yeni sezonla birlikte, Galatasaray'daki geleceğinin şekillenmesiyle Yasin için daha net konuşabiliriz. Ama gerçek şu ki, Yasin işi birkaç oyuncu gibi çok zor. 

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.