Rekorlarla dikkat çeken bir futbol ülkesi; Çin!

Çin, şüphesiz futbol dünyasının en konuşulan ülkesi haline geldi. Hayır, oynadıkları futbol ile değil, yaptıkları astronomik transferler ile.. Hulk, Jackson Martinez, Oscar, Carlos Tevez, Ramires gibi Avrupa futbol piyasasında değerleri olan futbolcular Çin’e futbol oynamak için astronomik bedellerle transfer oldular. Bu çılgınlık ise, duracak gibi değil!

Çin’in varlığı ve transferleri futbolu tehdit ediyor gibi görünüyor ki bu görünmek ile kalmıyor, teknik direktörler tarafından da doğrulanıyor. Çin’de yabancı oyuncu sınırlamasının olması ve yetenekli yerli futbolcu kıtlığı oyuncuların değerlerini arttırıyor. Bu da onları yabancı piyasaya yönlendiriyor. Ki bu, onlar açısından kabul edilebilir görünüyor. 

Çin Hükumeti’nin de futbolun süper gücü olmasındaki niyet kulüpleri büyük transferler yapmaya itiyor. Ligdeki 16 takımın da sahipleri birer şirket. Ve bu şirketler futbola yaptıkları yatırımlar ile hükumet ile arayı iyi tutuyorlar. Çin’in futbolda süper güç olma yolunda kusurlar olsa da bu plan oldukça fazla kişiyi etkiliyor ve transfer yatırımları yanı sıra ülkenin kendi futbol temelini oluşturmak için kaynak ve istek artıyor. Kulüp sahipleri ile hükumetin iyi bir ilişki şansı olması transferlerin bu denli yüksek olmasının bariz bir açıklaması. Fakat Avrupa’daki çoğu insan hala bu transferlere anlam verebilmiş değil. Çünkü bu tarz transferler oyuncunun iyi dönemlerinde değil, emeklilik dönemlerinde olur. Dolayısıyla bu oyuncular paragöz ve hırssız olarak adlediliyor.

Avrupa’da oynayan birçok futbolcu muhakkak Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırmak ister. Bu en büyük hayaldir. Fakat futbol, futbol olmaya devam ediyor. Oscar yine düşlediği işi yapıyor. Haftada bir dolu antrenmana çıkıyor ve maçlarda 90 dakika oynuyor. Ve açıkçası bunu yaparken 4 kat daha fazla kazanma şansınız varsa, özellikle kariyeri 15 ortalama yıl süren bir çalışma alanı için reddedilecek bir teklif gibi görünmüyor.

Arsene Wenger'e göre ise Asya futbolunun katetmesi gereken daha çok yol var. Bu şekilde büyük bir ligin oluşturulamayacağını belirten Arsenal menajeri "Bir oyuncu olunca en iyi ligde en iyi oyuncular ile mücadele etmek isterseniz. Bundan sonra ise en iyi ligde en iyi oyuncularla en iyi bütçeyi kombine etmek istersiniz. İngiltere şu an bunu başardı fakat bu 150 yıl aldı. Ve hala zorlanıyoruz" diyor. Çin hakkında her şeyin daha yeni olduğunu söyleyen Fransız menajer "Bu durumu iyi biliyorum. 1995'te Japonya'ya gittiğimde futbol sadece üç yıllık bir profesyonel geçmişe sahipti.. Kültür yoktu. Bu tarz şeyler süre alır. Fakat Çin bir adım attı, bunun için de mutluyum. Ayrıca Hindistan'ı da oyuna bekliyorum. Umarım bu da olur" diye fikirlerini belirtiyor.

Fakat eleştrilerin bir iddiası da oyuncunun kariyer hedeflerinin zedeleniyor oluşu. Çin’deki futbol seviyesi Avrupa’nın fersah fersah uzağında. Bazı futbolcular kariyerlerini sonlandırmadan bu “Emeklilik Ligi” nde boy gösterip Avrupa Arenası’na dönüş yaptılar. Misal Defoe gibi bir örnek verebiliriz. Çin’de oynayıp döndükten sonra Sunderland’de iyi bir performans sergileyebildi. Bu durum belki orta ve orta üstü oyuncular için daha geçerli olabilir.

Hatta bazen Asya’ya gitmek oyuncular için bir vitrin olabiliyor. Bunun için Hulk gibi büyük bir örnek var. Bundan 10 sene önce Japonya’da top oynarken 104 maçta bulduğu 70 golle dikkat çeken Brezilyalı forvet Porto yolunu tutmuştu. Fakat Brezilya-Asya bağlantısı genellikle futbol veya yüksek maaştan olmayabiliyor, bunu da söyleyelim. Bunun daha çok sponsorluk ve başka anlaşmalar ile bağlantısı olabiliyor. Fakat futbolcu iyi performans sergilediğinde vitrine çıkması elbette önlenemez oluyor.

Asya futbolunun daha çok fırın ekmek yemesi gerekiyor. Sınırın olması yüksek bedelli transferleri tetiklese de ligler ve takımlar gün geçtikçe daha fazla ilgi ve sponsor çekiyor. Böylece Asya futbolunun dünya ile ilişkisi de artıyor. Çin belki futbolun süper gücü olamaz ama, Asya futbolu oyuncular için kesinlikle bir mezar değil.

Ufak bir Asya transfer gelişimi derlemesi;
2011'de ilk büyük bomba, Dario Conca'nın Çin'e transferi.
2012'te gelen Nicolas Anelka ve Didier Drogba transferleri ile beraber iyice artan pazar.

Son üç yılda ise;
Jackson Martinez: 42 milyon euro transfer bedeli, 12.5 milyon euro yıllık maaş
Carlos Tevez: 37.5 milyon euro yıllık maaş
Ramires: 28 milyon euro transfer bedeli, 13 milyon euro yıllık maaş
Hulk: 55 milyon euro transfer bedeli, 20 milyon euro yıllık maaş
Oscar: (60 milyon euro transfer bedeli, 24.5 milyon euro yıllık maaş
Alex Teixeria: 50 milyon euro transfer bedeli, 12 milyon euro yıllık maaş
Graziano Pelle: 15 milyon euro transfer bedeli, 15 milyon euro yıllık maaş
Axel Witsel: 20 milyon euro transfer bedeli, 16 milyon euro maaş
Burak Yılmaz'ın da 8 milyon euro yıllık maaş ile Çin'in en çok kazanan 11. oyuncusu olduğunu söyleyelim. 

Ayrıca meşhur menajerler Sven Goran Erikkson ve Felipe Scolari artık Asya'da takım çalıştırıyorlar.

Bu yazı için büyük oranda İngiliz Guardian'ın websitesinden çeviri yapılmış ve bilgilerden faydalanılmıştır.
https://www.theguardian.com/football/2017/jan/19/chinese-super-league-football-arsene-wenger
https://www.theguardian.com/football/these-football-times/2017/jan/05/china-chinese-super-league-oscar-carlos-tevez

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.