Dünyanın en güzel takımı!

Başlık çok kişisel, farkındayım fakat bu fotoğrafa iyi bakın, Galatasaray Kadın Voleybol Takımı, dün Sultanlar Ligi'nde Vakıfbank'a karşı oynadığı maçın ilk iki setini kazanarak adını finale yazdırdı. Senelerdir Vakıfbank, Eczacıbaşı ve kısmen Fenerbahçe'nin hakim olduğu bir ligde en büyük takımlardan birini saf dışı bırakmak; hele ki o takımın kadro maliyeti sizin maliyetinizden en az üç kat fazla ise; gurur verici bir durumdur. Bu müthiş bir zaferin fotoğrafıdır. Bu takımı sevmemek mümkün mü?

Yazıya başlarken biraz geriye saralım. Galatasaray'ın bana göre yükselişi Dragan Nesic ile başladı. Ardından kulüp güzel bir yatırım yaparak takımın başına Massimo Barbolini'yi getirdi. Barbo ile geçen üç senede özellikle benim çok ciddi eleştirilerim oldu. Oyuncuların yeteri verim ile kullanılamamasını ve Barbolini'nin yeterli değişiklikleri yapamamasını eleştiriyordum. O zamanlar büyük takımlara daha çok diş geçiriyorduk. Fakat o dönemi şimdi daha çok sevmeye başlıyorum. Barbolini'nin yardımcılığını yapan Ataman Güneyligil üç sezonluk Barbolini döneminin ardından baş antrenör oluyor, yılların deneyimli koçundan aldığı birikim ile ilk ciddi deneyimini çok sevdiği bu kulüpte yaşamaya başlıyordu.

Bütçe geçilen üç sene gibi olmasa da Ataman Hoca kendi sistemini oturtuyordu. Kadroda çok sayıda genç, onlara ablalık eden Nihan Güneyligil ve Nadia Centoni'nin etrafında şekillenmiş bir Galatasaray görüyorduk. Ataman Hoca'nın ilk sezonundan daha ilk kez dikkat çeken şey ise takımdaki aile havası oluyordu. Bunu daha önce yazılarımda belirtmiştim fakat; sezon sonu taraftara açılan idmanda yer almam bu görüşümü daha çok pekiştiriyordu. Parola belliydi; birbirine kenetlenmiş bir takım, durmadan çalışmak ve gelişmek. Nitekim geçtiğimiz sezon elde edilen Cev Cup ikinciliğinde bizden çok daha kuvvetli bir takım olan Krasnodar'a karşı alınan galibiyet ile kupa ümidimiz artsa da rövanşın deplasmana denk gelmesi tıpkı bu sezon olduğu gibi büyük bir şanssızlık oluyordu. Çünkü Güneyligil'in takımının bir özelliği daha var, taraftarı ile birlikte müthiş oynuyor!

Bu sezona da hırsından hiçbir şey kaybetmemiş olarak başlayan takım geçtiğimiz günlerde Avrupa'ya yarı finalde veda ediyor, sadece lig yarışına odaklanıyordu. Bursa'yı eledikten sonra da yarı finalde rakip Avrupa'nın en kuvvetli ekiplerinden Vakıfbank oluyordu. Ataman Hoca, Vakıfbank'ı o kadar iyi analiz etmiş ki; kuvvetli bir savunma ile Vakıfbank'ı yıldırıyor, hücumda oyundan kopmayıp standart oyunumuzu ortaya sürmek Vakıfbank'a karşı bir avantaj sağlıyordu. Blokta da her zamankinden daha iyi bir Galatasaray izleyince demeyin keyfimize, iki maçı birleştirdiğimizde üst üste 5 set bizi finale çıkartıyordu. Bu sadece finali nitelemiyor, takımımız gelecek sezon Şampiyonlar Ligi'nde oynama hakkını da elde ediyor. Vakıfbank mı? Gelecek sezon Cev Cup'a düşmemek için Eczacıbaşı ile karşılaşacak.

Başarının bir çok anahtarı var. Bir hedefin olması esas. Hedefe mutakıp bir plan, plan dahilinde sıkı çalışmak; eğer bir takım iseniz takım oyununu asla yitirmemek. Tabi bunların yanında bir de şansınız olunca, hiçbir şey imkansız olmuyor. Voleyboldan sorumlu yöneticimiz Ali Yüce gerçekten emek sarfederek bu şube için verimli oluyor. Ataman Hoca'nın hedefi, planı ve başarılı olmak için çalışma azmi maksimum düzeyde. Menajerler ise aradaki bağlantıyı iyi kurguluyor. Bu kulüp olması gerekeni yapıyor fakat bu sezon Vakıfbank özelinde müthiş bir plan kuruldu ve bu plan harika işledi. Sonuç ise bizleri mutluluktan uçuran cinsten; Galatasaray Kadın Voleybol Takımı tarihinde ilk kez bir lig şampiyonluğuna bu kadar yakın.

Gönülden tebrikler tüm takıma, tüm yöneticilere, bu galibiyetin arkasındaki tüm emek verenlere. Bu olağanüstü başarıyı taçlandıracak bir hedef var önümüzde şimdi; Sultanlar Ligi Şampiyonluğu. Ben bu takıma çok güveniyorum. Kenetlenmiş haldeler. Bu kadar ufak maliyetlere böyle büyük bir başarı parmakla gösterilecek cinsten. Bu tarz takımları Avrupa'da gördüğümüzde genelde bir kelimeyi konuşuruz; sistem. Ataman Hoca bir sistem oturttu, meyvelerini alıyor. Şampiyonluk, neden olmasın?

Birileri bu takıma inanmazken, "Gereksiz, şubeyi kapatın" cümlelerini duyarken bu takım bir çoğuna yanıldıklarını gösteriyor. Hedef tarihi yazmak, hedef şampiyonluk. Finaldeki rakip ise Fenerbahçe. İnanıyoruz, arkanızdayız. Haydi kızlar, yolun sonu şampiyonluk olsun!

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.