STSL | We have Gomis, they don't!

Süper Lig'e muazzam bir başlangıç yapan Galatasaray, ligin 8.haftasında deplasmanda Konyaspor ile karşılaştı. Ev sahibi takımın taraftarının bulunmadığı ve sadece Galatasaray taraftarının bulunduğu karşılaşmanın ikinci yarısında iyi bir oyun ortaya koyan Galatasaray, rakibini Bafetimbi Gomis'in ayağından bulduğu gollerle 2-0 mağlup ederek puanını 22'a yükseltti. Ligin ilk haftasından beri liderliği kimseye bırakmayan takımımız, en yakın rakibiyle arasındaki puan farkını 6'ya çıkarttı. 

BOŞA GEÇEN 45 DAKİKA 
Bu sezon tempolu, rakibi boğan futboluyla beğeni toplayan Galatasaray, Konyaspor kaşısında bu görüntüden çok uzaktı. İlk yarıda son derece temposuz ve durağan bir futbol vardı. Bence bunun sebebi en büyük sebeplerinden biri Belhanda'ydı. Belhanda, hücumun temel direği desek yanlış olmaz. Galatasaray için çok büyük öneme sahip olan bir oyuncu ancak bugün sadece ilk yarıda değil, maç boyunca sahada yoktu. Toplam 9 top kaybı yapan Faslı yıldız hiç sorumluluk alamadı. Burada yaptığı top kayıplarından ziyade temel mesele bunların basit olması. Geçtiğimiz haftalarda da Belhanda'nın çok top kaybettiği maçlar oluyordu ancak bu kayıplar alınan sorumluluktan kaynaklanıyordu. Mesela örnek vermek gerekirse Bursaspor maçında takımın en çok top kaybeden ismiydi. Hatta bunun üzerinden eleştiriler vardı ancak Belhanda o gün Galatasaray'daki en iyi oyununu oynadı diyebiliriz. Fakat bu hafta böyle bir tablo yoktu. Maç boyunca yokları oynayan bir Belhanda vardı ve ona çok güvenen biri olarak bu beni son derece üzdü. Faslı yıldızın takıma en büyük katkılarından biri de kazandığı ikili mücadeleler ve toplardı. Bu maçta girdiği 10 ikili mücadelenin sadece 2'sini kazanabildi ve 1 top çaldı. Rezalet bir maç geçirdi.

Diğer bir kötü isim ise bence Feghouli'ydi. İlk yarıda maçın en heyecan veren pozisyonunun kahramanı olan Feghouli, bunun dışında adeta sahada yoktu. Belhanda'nın kötü oyununun yanına onun da bu performansı eklenince, çok iyi kapanan Konyaspor'a karşı yaratıcılık konusunda büyük sorun yaşadık. 58 kez topla buluşan Cezayirli yıldız, 13 top kaybı yaptı ve maçtaki en çok top kaybı yapan isim oldu. Feghouli çok büyük bir oyuncu ve bu tür maçlarda kilidi açmasını beklediğimiz, takımı hareketlendirebilecek bir isim. Gerçi şunu da söylemek de yarar var, ilk yarıda çektiği şut gol olsa bu deplasmanda kilidi açan isim olacaktı. Bu bile ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu anlamak için yeterli bence.

POZİSYON VERMİYORUZ
Bu sezon Galatasaray için kötü oynadı diyebileceğimiz 2 maç var. Biri bu maçın ilk yarısı, diğeri ise kuşkusuz Antalya deplasmanı. Bu iki maçta kötü bir oyun sergilememize rağmen rakibe pozisyon vermedik. Antalya deplasmanında yediğimiz gol, duran toptu yani akan oyunda değildi. Bu maçta da ilk yarıda rakip kaleye gidemezken, yapılabilecek en fazla sayıda top kaybı yaparken rakibe önemli bir gol pozisyonu vermedik. Geçen sezon ile kıyasladığımızda Galatasaray, savunmasının ne derece toparlandığını anlayabiliriz. Aslında Galatasaray'ın geçen senelerdeki en büyük sıkıntısı da savunmanın ortasında oynayan oyunculardan ziyade, savunmanın önünde oynayan oyunculardı. Bu bağlamda Galatasaray'ın savunmasının bu kadar toparlanmasında temel faktör kuşkusuz Fernando. Açıkcası Galatasaray'da beni bu kadar etkileyen bir oyuncu olmamıştı. Lakabı ahtapot olan Fernando, bunun hakkını veriyor. İnanılmaz bir oyun oynuyor, kapatmadığı açık yok. Onun bu performansı herkesin, performansını yükseltiyor. Mesela 2 maçtır sakatlığı nedeniyle oynayamasa da bu sezon 5 gol atan Tolga'nın performansının bu seviyeye gelmesinde katkısı olan isimlerden biri bence. Fernando'nun maçı 6 top çalma, 7 ikili mücadele kazanma ve %96 pas isabet oranıyla tamamladığını belirtmek de yarar var. Son olarak şunu da eklemek istiyorum. Karabükspor'dan aldığımız Latovlevici, geçen sezon bu takımda olsaydı savunma konusunda çok eleştiri alabilirdi ancak bu sezon Fernando gibi bir isimle oynayınca onun zaafları da kapatılıyor.

SELÇUK İNAN IS BACK?
Assolistler sahneye son çıkar denmiş bu bağlamda geldik maçın yıldızlarına yani Bafetimbi Gomis ve Selçuk İnan'a. Önce Gomis ile başlayacak olursak. Kendi adıma beklediğim her şeyi görüyorum. Sezon başında Gomis geldiğinde yazdığım yazıda ''Ekmeğini taştan çıkaracak tarzda bir isim.'' demiştim ve bugün 2.golde penaltıyı alışı bu sözümü haklı çıkardı. İnanılmaz oynuyor. Gol dışında Gomis'in sahada yaptıkları çok değerli. Rakip savunma oyuncularını sürekli yıpratıyor, inanılmaz güçlü ve yıkılmıyor. Umarım hep böyle devam eder.

Gelelim 2-3 sezondur haklı olarak çok eleştirilen isme, Selçuk İnan'a. Selçuk, milli takımımızın, Finlandiya ile oynadığı maçta sahada gösterdiği performansla beğeni toplamıştı. Bu yüzden bugün süre alırsa nasıl bir performans sergileyeceğini merak ediyordum. 32. dakikada Rodrigues yerine oyuna giren Selçuk, enfes oynadı. Oynadığı oyunu tarif edecek en iyi kelime bence özlemişiz. Selçuk, Galatasaray'a geldiğinde bunu oynuyordu ve izlemesi inanılmaz keyifli bir oyuncuydu. Bugün ikinci yarıda gösterdiği performans galibiyeti getirdi. Selçuk bugün bence Belhanda'nın görevini yaptı yani hücumun temel ismi oldu. Topu ayağına aldığında hep dikine oynamaya çalıştı ve ilk golde de bir nevi asisti yaptı. İlk golün ardından topu alıp rakiplerinden sıyrılması, birçok kez savunma arkasına attığı paslar bize eski Selçuk'u hatırlattı. Bunun yanı sıra Selçuk zaman zaman Fernando'nun görevini de yaptı yani maçın bazı anlarında savunmanın ortasına geçerek, savunmadan top çıkaran isim oldu. Konya'daki galibiyet ile çok kritik bir virajı döndük. Ve bu galibiyetin yanına Selçuk'un bu performasının gelmesi de ekstra sevinç oldu. Selçuk'un bu şekilde devam etmesi muhteşem olur çünkü hakikaten izlerken çok büyük keyif verdi.

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.