Dört Köşe | ''Deplasman sorununu tek tip kadroya bağlıyorum.''

FCN Blog'un kendine has konsepti olan Dört Köşe'de bu hafta Kasımpaşa karşısında alınan yenilgiyi ve Halis Özkahya'nın yönetimini Socrates Dergi yazarı Ozan Can Sülüm ile konuştuk.. 

Galatasaray, Kasımpaşa maçında beklenmedik bir yenilgi aldı ve deplasmanda kaybetmeye devam etti. Sen Kasımpaşa maçını ve Galatasaray'ın deplasman fobisini nasıl değerlendiriyorsun? 
Ben deplasman problemini hem baskı altında maç içi istikrar gösteremeyen oyunculara bağlıyorum, hem de tek tip kadroya. Galatasaray'ın akıllı ayakları eskisi kadar fazla değil. Feghouli, Rodrigues, Yasin ve zaman zaman kullanılan Sinan taktik zekası çok yüksek oyuncular değil bence. Top taşıma, atletizm ve şut becerileri seyirciyle baskı altına alınmış, zaten Galatasaray deplasmanına gelmiş bir takım karşısında çok işe yarayabilir ki zaten yarıyor. Ancak her tercihi birkaç kez düşündükten sonra vermeniz gereken, çıkarken yapılan top kayıplarının çok daha kötü cezalandırıldığı ve konsantrasyon bozukluğu kaldırmayacak bir deplasmanda bu oyuncuların takıma çoğunlukla sorun çıkardığını görüyoruz. Bunun yanında orta sahada baskı azaltabilecek ve fiziğiyle üstünlük sağlayabilen bir oyuncu da kalmadı Badou N'Diaye'nin gidişi ve Fernando'nun sakatlığıyla. Selçuk ve Donk korkunç derecede temposuz oyuncular, Tolga ise orta sahada koşu mesafesi olarak alan kapatma konusunda becerili olsa da, top kazanma ya da hücum geçişinde orta alanı kat etme gibi özelliklere sahip değil. Burada son olarak maç içi istikrar konusu var, ki tahmin edersiniz o da Belhanda. Ancak fazlaca git-gelli bir oyuncu olduğu için güvenmenin gerçekten zor olduğunu düşünüyorum. Galatasaray'ın deplasman oyununun iç sahadaki coşkulu oyun gibi olması pek mümkün görünmüyor bu sebeplerden dolayı. 

Kasımpaşa maçında verdiği penaltıyla maçın önüne geçen ve taraftarın tepkisini toplayan bir Halis Özkahya vardı. Senin Halis Özkahya hakkında düşüncelerin nedir? 
Ben penaltı kararının abartıldığı kadar skandal olduğunu düşünmüyorum. Herkesin gördüğünü tekrar anlatmayacağım tabii ama topa müdahale var, sonra rakibin hareketinin devamını engelleyen bir hareket daha var. Dolayısıyla hakem yorumu deyip bırakabiliriz normal bir ülkede. Ancak ben artık hakem konusunun psikolojik bir rahatsızlığa dönüştüğünü düşünüyorum. Türkiye'de maç yöneten hakemlerin oyunculara karşı tavrı, pozisyonlardaki saçma konsantrasyon dağınıklıkları, maç içinde dahi standart tutturamayan kararları insanların futbol keyfini tamamen öldürmüş durumda. Normal şartlarda "X hakem sertliğe izin verir, Y hakem çok kart çıkarır" şeklinde yorumlar olur. Bizde artık hakemlerin yapacağı muhtemel hatalar sebebiyle olası puan kaybına ön alınmaya başlandı. Bu hem korkunç performans gösteren hakemler için kaçış oluyor ama daha da önemlisi taktiksel yada oyun için sorunlar hiç konuşulmadan haftalar geçiyor. Türkiye'de ciddi bir hakem sorunu var ve eskisi gibi bu oyuncuların, yöneticilerin veya taraftarların baskısı sebebiyle değil, tamamen yetersizlikten.

Galatasaray'ın şampiyonluk şansını nasıl görüyorsun?
Galatasaray'daki sorunların saha içinde kalmadığı açık. Finansal sorunlar, kadrodan ayrılan ve yeri dolmayan oyuncular, performansı dramatik şekilde düşenler (Örn: Muslera) veya her şeyden öte, direkt şampiyonluk rakiplerinin tamamından zayıf bir kadro var. Kadro anlamında takım sezon başının gerisinde. Ben yarışta en şanslı takımın Başakşehir olduğunu düşünüyorum. Diğer üç takım kendi aralarında çekişecek ki, burada özellikle Şenol Güneş özelinde sahaya yansıyan sorunlar yaşayan Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe'den bir adım geride. İş eğer son 5-6 haftaya yakın girerse, burada Başakşehir'in stresi nasıl yöneteceğini öngörmek kolay değil ama eskiye göre daha tecrübeliler artık. Galatasaray'ın ise Fenerbahçe deplasmanı hariç çok sert denebilecek bir deplasmanı yok. Dolayısıyla iç sahadaki mükemmel performans devam eder, deplasman oyunu da bir seviye yukarı çıkarsa, ben Başakşehir'e kafa tutabilecek takımın Galatasaray olduğunu düşünüyorum. Fatih Terim faktörüyle tabii.

Galatasaray, Cuma günü Bursaspor'u konuk edecek. Bu karşılaşmayla ilgili görüşlerin nedir, nasıl bir maç bekliyorsun?
Ben Le Guen'in son şansı olduğunu düşünüyorum bu karşılaşmanın. Hele ki yakın zamanda "Hocamızın arkasındayız" açıklaması geldiyse, genellikle bu sonraki mağlubiyette yolların ayrılmasıyla sonlanıyor. İç sahada ben Galatasaray'ın kolay kolay zorlanacağını düşünmüyorum, hele ki Bursaspor gibi momentumunu tamamen kaybetmiş bir takım karşısında bu ihtimal çok zayıf. Ancak bunun yanında Galatasaray'ın nasıl bir orta sahayla çıkacağı da kritik. Özellikle Bursaspor orta alanının yapacağı baskı çok kritik rol oynayacak, zira Galatasaray hem savunma merkezinden, hem de orta sahanın ortasından top çıkarmakta cidden zorlanıyor. Le Guen'in baskı kurgusu Galatasaray'ın ritmini bozarsa, Bursaspor maçtan puan çıkarabilir. Ancak bu sezon çoğunlukla olduğu gibi Galatasaray erkenden bir gol bulursa, Bursaspor'un direnç göstermesinin mümkün olmayacağını düşünüyorum.  

Hiç yorum yok

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.