A takıma çıkmak zorlu bir yol: Koçun iki dudağının arası..

basketbol
Basketbol severler olarak her zaman genç yıldız adaylarına karşı farklı bir heyecan duyarız. Peki onlara bu şansın kapılarını açacak kişiler, koçlar bir genç oyuncuya güvenmek için onlardan neler bekliyor, acaba sadece yetenek yeterli mi? "A takıma hazır gelmek" cümlesi ne ifade ediyor. Dilerseniz 6 yaşında bir çocuğun, yıldız olma yolunda geçireceği süreçleri ve hedefe yönelik çalışmanın basamaklarını beraber takip edelim,bakalım Koç bizi seçecek mi?

Eveeeeet, önce yetenek seçiminden başlamak istiyorum. Bir çocuğun seçeceği branşta mutlu olması tabii ki önemli ancak, geleceğe yönelik hedefler için rasyonel kararlar almak gerekiyor. Burada ilk öğreticinin önemi ortaya çıkıyor. Fiziksel özellikler ve genetik faktörlerde önemli elbette ancak yapılan eğitsel oyunlar ve bilimsel testlerle, çocuğun motor-beceri özellikleri, kabiliyetleri, öğretilmeyen şeyleri refleks olarak yapması dikkat edilmesi gereken hususlar olmalıdır. Aileye çocuğun durumu ticari kaygı güdülmeden objektif olarak aktarılmalıdır ve belki başka bir branşa yatkın olan çocuğun geleceğiyle oynamak en büyük kötülük olacaktır.

Bizim çocuğumuza geri dönelim. Spor okulunda hocası beğendi, güzel bir şekilde 9 yaşında altyapıya girdi. Minik takım seviyesinde güzel bir şekilde ball-handling antrenmanları yedi. Bu seviyede haftada 3-4 antrenman yeterli olacaktır. Gelişme çağındaki çocuğun eklem sağlığı ve fiziksel gelişimi için çok iyi bir beslenme ve uyku düzeni ön plandadır. Hormonlu gıdalardan, fast-food'tan uzak durmak ergenlik dönemine zamanında girmek için önemlidir.

Çocuğumuz küçük takıma ve yarışmacı olacağı aşamaya geldi. 1x0 çalışmalar, yakın ve orta mesafe bitirişler, pas, dribling, ribaund, savunma, topsuz cutlar ve bir çok fundamentalin temeli burada başlıyor.. Bazen koçlardan A takım oyuncularının geçmişten gelen kötü alışkanlıklarını düzeltememekten yakındığını görürüz, suç tabii ki oyuncuda değildir. Küçükken onu düzeltmeyen altyapı antrenöründedir. Aslında çok zor şartlarda çalıştıkları ve yeteri kadar değer görmedikleri için onlara da çok kızamıyorsunuz.

Neyse size iyi haber, bizim çocuk çok iyi ilerledi ve mükemmele yakın bir fundamentalı oldu. İki sene sonunda yıldız takıma çıktı ama fiziksel olarak gelişimini erken bitirmiş, daha uzun ve güçlü takım arkadaşları var. Kenarda su içerek, maçta 30 saniye oynayıp çıkarak sadece antrenmanla gelişebilecek mi? Ya çocuk yetenekli ve çalışıyor, akıllı da hem iyi öğreniyor.. "Antrenörü oynatır onu" dediğinizi duyar gibiyim ama tahmin ettiğiniz gibi maç kaybedince "canınız sağolsun" denilen bir yapıya altyapıda pek rastlanmıyor. O yüzden durum oyuncu yetiştirmekten çok, maç kazanıp o seneyi kurtarmaktan geçiyor ve kısa vadede bir başarıyı tercih eden bir sistemden söz edebiliriz.

Bu yüzden oyuncu yetişmiyor, gitti güzelim çocuk demeyin. İyi ki antrenörü idealist bir insanmış ve bir sene kiralık oynaması için onu orta sınıf bir takıma gönderdi. Çocuğumuz bolca süreler aldı. Gelişimi devam etti. Yazın takımına bir sene boyunca oynamış olarak geri döndü. Peki bu yaz nasıl geçecek? Yıldız takım ikinci senesi sadece takım antrenmanı yeterli mi? Elbette değil zaten geçen sene de özel idmanlar yapmıştı. Güzel, her şey yolunda.. Peki fiziksel güç ne durumda?

"Hakikaten bu çocuğa bir bench press, bir squat, sonra çift el ense smacı yapar beee!!" dersek, bu çocuk 20 sene sonra Yalıkavakta yaz tatilinde, hanımlar kahve pişirirken arkadaşlarına, "yaa ben eski milli oyuncuydum sakatlandım, bıraktım" diyecek aman durun, yapmayın! Asıl kritik yer burası.. Her altyapı takımının, kinesioloji uzmanı, fizyoterapisti ve atletik trainerı olmayabilir. Velisi özel matematik dersi gibi, ona da özel hoca tutacak. "Ne yaptın yaa, herkes fabrikatör mü?" dediğinizi duyar gibiyim. Çocuk harçlıklarını biriktirdi ve babası da yardım ediyor merak etmeyin. Oh peki tamam aslan parçasına helal olsun. Çocuğumuz hem fiziksel, hem basketbol olarak özel antrenmanlarına devam ediyor. Okulu da yardımcı oluyor. Türkiye şampiyonasına gitti ve sonunda milli takım kampına da çağrıldı. "Eee ustam bu çocuk oyuncu oldu." şeklinde aman demeyelim.. Sadece karşılıklı çok büyük bir emek var ortada bunu gözlemleyebiliyoruz. Öyle yani güzel kardeşim daha bi'şey yapmadı. Sadece artık kocaman oldu, ona hitap ederken genç kardeşimiz diyelim :)

BGL'de oynayacak. A takıma bir kaldı, her şey yolunda mı? Aaa şuna bakın A takım koçu, yardımcısı ile maçlarını izliyor. Koç konuşsun, biz dinleyelim: Not defterini çıkart bakalım takımda istediğimiz oyuncunun önce fiziksel kapasitesine bakıcaz. A takım temposunu kaldırabilir mi? Savunma sertliği nasıl? Oynadığı mevkiyi benimsemiş mi? Koçla iletişimi nasıl? Ona verilen görevler ve takımdaki sorumluluğu konusunda nasıl bir oyun ortaya koyuyor? Takım arkadaşları ve hakemle diyaloğu nasıl? İşine olan saygısı ve kendi öz temizliği, sahada duruşu nasıl? (Yalnız sınav sorularını verdim. Bence bi' kenara not edin, ilerisi için lazım olur.)

Aslında yardımcısı bir çıkarım yaptı. Üst seviye basketbol için fiziksel yeterlilik ve iletişim (insan ilişkileri) ve görevini yapma başarısı en önemli noktalar. "Yaa bizim genç seçilecek mi acaba?" onu ucu açık bırakalım, ama sadece yeteneklerimize sığınıp, iyi bir şekilde basketbol ve fiziksel güç için özel çalışmalar yapmazsak, yeteneği kısıtlı olan arkadaşımız da çok iyi bir oyuncu olabilir. Bence koçun kararını herkes aklında buldu..

"Eğer hala çocuk seçildi mi?" diye merak ediyorsanız, hala çalışmaya başlamadınız siz!!!

1 yorum:

  1. geleceğe yönelik hedefler için rasyonel kararlar almak gerekiyor. Burada ilk öğreticinin önemi ortaya çıkıyor.galatasarayherzaman önde..

    YanıtlaSil

Okumuş olduğunuz başlık hakkındaki yorumunuzu bırakmak için lütfen aşağıda bulunan alana görüşlerinizi belirtiniz. Unutmayınız ki; yorumlarınız blog ekibinin onayı doğrultusunda görüntülenecektir. Hakaret ve küfür içeren yorumlar onaylanmayacaktır.

Blogger tarafından desteklenmektedir.